Kahire’nin sokakları, binlerce insanın daracık geçitlerde dolaşmasıyla canlanıyordu. Tarihin izlerini taşıyan gösterişli yapıların önünde uzanan uzun kuyruklar, şehri adeta bir tabloya dönüştürerek ona sanatsal...
yarım kalmış mutluluktu gözlerinde geçmişi aramak yarım kalmış hüzündü bulutlardan sağılan damlalar yığınak olmuşlardı gözyaşımıza kirpiklerimizde mayalanan özlemdi omuzlarımıza yaslanan gölgelerin bizden alıp götürdükleri...
Bozkırın ortasında bir çocuktum Biraz toprak, biraz gökyüzüydüm Biraz hasret, biraz umuttum Bazen uzakları gözleyen nemli bir çift gözdüm Güneş yakmazdı bizi bozkırda Ayrılık...
Hani siz şimdi diyeceksiniz ki Kelimeler dolaşacak dilinize Şaşıracaksınız ne konuşacağınızı Durup durup düşünürken bir daha Eskiden eskiden deyip susacaksınız Hakkını vermek lazım bu...
Sevmek hayalden bedene Aşk varlıktan yokluğa sığınırken Sabır avam da bulunmayan söz Ben ergen öfkemle ailemi çarmığa germiştim. Az önce tozunu tattığım metal zeminin...
Griye dönmüş pencere camından yine de gökyüzünün baharı müjdeleyen maviliği çok net seçiliyordu. Kokusunu içine çekmeden seyrinin doyasıya tadını çıkardı Murat. Elindeki kitabı dönüp...
Öne Çıkan
Öykü ve Şiirler
Silik bir sonbahardı Sisli bulanık güneşi saklı Çocuk düşleriyle süslü dünyamızı bulayan acıya Beleyen buluta griye Gebeydi kırağı beyaza Kuruyan dalları boyayacaktı beyaza buza...
sevişlerinde kalayım bir seda gönder ümmeti Allah aşkına yangınlardayım üryan geceler tepeden tırnağa Hayyam babamızdan yadigar sarhoşum edepsiz düşler uyandı neyleyim yastığım ol sinende...
Ruhun Üzerinde Peygamber yetimliği bu… öyle öğütücü öyle aşkın gün doğmuyor bi’ türlü en çok da güneş… şaşkın ‘yokmuş!’ mu daha büyük acı insanlık...
Umarsızca özlüyorum seni ve göğünün kuşlarını hoyrat bir rüzgâr kışkırtıyor yaz yanığı tenimi anımsadıkça hanımeli kokulu ellerini vakit akşama akıyor yüzünü aklıma zimmetlediğim Arnavut...