Akıp giden bir nehri seyrediyormuş gibi huzur doluydu içi. Sağrısına yel değmiş tay kadar hafif bedenini bulutlara yaslamış, mavi gök altında yüzer gibi ilerliyordu. Babasının, haminnesinin, küçük amcasının kendi aralarında konuşarak biraz ilerideki kalabalığa doğru yürüdüğünün ayırdına vardı birden. Kızıla çalan uzun saçlarını arkasında toplamış, kareli gömleğine yakıştırdığı kısa, beyaz pantolonuyla oradan oraya koşan ..
Read More…