Bulanık düş ile uyanıklık arasında geçen gecenin sabahında gözlerim fal taşı gibi açılıverdi birden. Nedense kuş tüyü şiltelerde uyumuş ve dinlenmişçesine hafif hissediyordum kendimi. Güneşin ilk ışıkları ufku belli belirsiz ağartırken; kıyıda kırbaç gibi şaklayan köpüklü suların sesine yönelen martılar, loşlukta süzülerek tadını çıkarıyordu İstanbul baharının. Denizi döverek geçen geminin tiz düdüğü, sessizliği ..
Read More…