Kış uzun sürmüş ilkyazın oynak havasına hasret kalmıştık. Nisan, mayıs yağmurlarıyla yıkanan bitek topraklardan katmerlenerek fışkıran bereketle uzaktan olgunlaşmış siğil gibi gözüken tomurcuklar bir gecede bitivermişti. Işıldayan tayf altında gök mavileşmiş, ağaçlar hayat emaresini çoktan yitirmiş çiçek fidanları rengârenk gelinliklerini giyip görücüye çıkmışlardı. Kırlar, bostanlar; allı, yeşilli fistanlarını giymiş, taze gelin gibi salınıyorlardı. Her ..
Read More…