0

İLK TAMPON DEVLET GÜNEY DOĞU’DA KURULDU

I-OD, Belalı Coğrafya

Orta Doğu’nun coğrafî konumu Tarihin her döneminde belalı coğrafya olmasına; medeniyetler ve su havzasında yer alması sürekli göç ve savaşlara maruz kalmasına yol açtı. Anadolu, Mezopotamya, Suriye ve Mısır bu konuda çok çektiler. Orta Çağ’ın ortasına dek Asya’dan olan akınlar, XI. asır sonlarında Batı’dan gelmeye başladı. Türkler, XI-XX. asır arasında Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı adıyla Orta Doğu’nun zırhı oldular. Başarıyla süren bu görev, İngiliz oyunlarıyla akim kaldı.

Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasıyla, çıkarlara göre cetvelle çizilen suni sınırlar OD’ya huzur değil, kargaşa getirdi. 1948’de İsrail kurularak, Batı’nın soykırım günahının kefareti Filistinliler ve Araplara ödetildi. Millî duyguları kabaranlar darbelerle alaşağı edilirken; Aşiretler birleştirilip Kürtlere yeni uydu devlet kurma girişimi başlatıldı. Bu proje doğrultusunda Demokrasi götürme bahanesiyle estirilen Arap Baharı rüzgârında öncelikle Asurlu ruhunu koruyan Irak parçalanırken; İran ve Suriye de karıştırılmaya çalışıldı. Müttefik Türkiye’nin söz dinlemeyen yönetimini devirmek için art arda yapılan siyasî ve ekonomik darbeler, halk desteği ve alınan tedbirlerle başarısız kılındı.

Batı’nın başaramadığını sırtlan Esad Ailesi gerçekleştirdi. Babası Hafız Esad’tan daha dişli çıkan Beşar Esad, asıl adı Arap Pınar’ını değiştirip Ayn-el Arap yaptığı Rojava-Kobani (Alman Company’nin Kürtçesi) oluşumuna destek verdi. Babası PKK’yı beslerken, kendisi PYD/YPG’yi büyüttü.

Yöneticilerimiz bu tuzağı bozmak için Çözüm Sürecini hızlandırırken, Suriye’deki gelişmeler karşısında, sınırda bir Tampon Devlet veya Güvenlik Bölgesi oluşturulmasını ısrarla istedi. Vietnam’da çuvallayan, Afganistan, Pakistan, Irak’ı mahveden ABD, Avrupa ile Esad’ın hamisi Rusya ve sinsi İran bu isteğe olumsuz baktı.

Oysa Tarihin tekerrür ettiği bölgede 3 bin yıl önce ilk Tampon Devlet’in kurulduğundan çoğu habersiz… Bilenler de hemen sahiplendi!

Suriye’deki Kadeş Savaşı Neden Durduruldu?

Suriye, Anadolu-Mezopotamya-İran üçgeninin stratejik bir ucu olup, OD’nun en belalı bölümünde yer alır. Bu önemi nedeniyle her devirde kargaşa içinde kaldı. Tarihte büyük orduların karşı karşıya geldiği ilk savaş Mısırlılar ve Hititler arasında Suriye-Kadeş’te yapıldı. Kadeş Savaşı’nın (M.Ö.1296) çıkış nedeni genişleme siyaseti güden Mısır’ın, önemli ticaret merkezleri ile gemi yapımının hammaddesi sedir ormanlarına sahip Suriye’yi ele geçirmek istemesiydi.

Suriye egemenliği için, savaş stratejisinin tüm yöntemlerini uyguladıkları hâlde yenişemeyen iki devlet; 16 yıl savaşırken, aniden durdular! Savaşı sona erdiren Kadeş Barış Antlaşması’nın yapılmasının nedeni, Mezopotamya’da doğan yeni güç Asurlulardı. Savaşçı, kıssasçı, barbar ruhlu, tüccar Asurlular hızla yayılmaya başlayınca, tehlike karşısında Hitit kralı III. Hattuşil ile Mısır Firavun’u II. Ramses M.Ö.1280 yılında (3304 yıl önce) savaşa son verip, Kadeş Antlaşması’nı imzaladılar. Suriye’nin paylaşıldığı antlaşmadaki; “Mısır ve Hitit topraklarına yönelik bir saldırı veya tehdide karşı, ötekinin ona yardım edeceği ve savaşa birlikte gireceği” maddesi, yeni tehlikenin kanıtı.

İlk Tampon Devlet Suriye’de Asurlulara Karşı Kuruldu.

Asurlular, kadim zamanda Kuzey Irak’ta, Dicle’nin doğusundaki verimsiz dağlık alanda yaşayan Sami bir topluluktu. M.Ö. 2000 sonrasında Doğu-Batı Ticaret Yolu’na hâkim olunca ticaretle uğraşmaya ve kolonilerle topraklarını genişletmeye başladılar. Önceleri Babil’e, ardından Hurri-Mitannilere bağımlı kalsalar da M.Ö. 14. yüzyılda bağımsızlıklarını kazanıp, Fırat’a kadar topraklarını genişlettiler. Adad-Nirari I  (M.Ö.1295-1263) zamanında iyice güçlenip saldırgan hâle geldiler. M.Ö. 612 yılında Medler (İran) tarafında yıkılıncaya kadar, 1400 yıl yaşayan Asurlular; Tarih’teki ilk kütüphaneci (Başkent Ninova’da) olmalarına rağmen, sömürgeci (kolonici) ve geçimsiz olmaları nedeniyle komşularınca sevilmezdi. Hititler ve Mısırlılar saldırganlıkları nedeniyle Asurlulara karşı Suriye’de ilk tampon devleti kurdular.

Günümüzdeki gelişme ve yöntemler, Asurluların IŞİD adıyla hortladığına işaret eder!

İlk Tampon Devlet Mitanniler

Mitanniler, M.Ö. 2000’lerde Güney Doğu Anadolu’da hüküm sürmüş bir devlettir. Başkentleri Veşukani idi. M.Ö. II. bin yılın ortalarında Hurri-Mitanni Devleti, Ön Asya’nın en kuvvetli siyasî güçlerinden biri olup, özellikle Mısırlılarla dostane ilişkiler kuruldu. Mısır’ın ünlü kraliçesi Nefertiti Mitanni asıllıydı. Bu dostluğun nedeni güçlenen Hititler idi. Şuppiluliuma’nın seferleriyle yıpranan Mitanniler, Hititlere bağlı ve Asur’a karşı tampon bir ülke hâline getirilmiştir. Krallarıyla evlenen Hitit Prensesinden doğan çocukların başa geçme hakkı vardı. Halk Hurrilerden  (Proto Türk) oluşurken, yönetici sınıf Indo-Aryan kökenliydi. Mitanni, Hititlerin yıkılışından sonra bölgesel bir güç oldu. Son krallarının adı II. Şattuara idi. Oğlu, kayıp prens Jiar-Jiara efsanevî bir kişiliğe sahipti. Mitannilere Guti diyen Asurluların kralı I. Salmaneser, Mitannileri yok edişini şöyle anlatır:

“Ararat (Ağrı) sınırından Tur Abdin (Mardin)’e kadar bu ülke içinde su gibi Guti kanı aktı.”

M.Ö. II. binde tarihe karışan Mitanniler, Hurrilerle birlikte M.Ö. I. binde Van gölü dolaylarında Urartular adıyla tekrar Tarih sahnesine çıktılar.

Bugün uydurmalarla kendilerini Mitannilerle özdeşleştirenlerin, bin yıl önce bile sadece Zagros dağlık yöresinde yaşadıkları Kaşgarlı Mahmut’un 11. asırda çizdiği haritada görülür. Türk yerleşimine paralel olarak Anadolu ve Suriye’ye girdikleri bir gerçek! Onlara bu aklı verenler; Irak ve Suriye’de insanî dramlar başladığı zaman yöneticilerimiz ara bölgenin gerekliliğini dillendirince, planları farklı olduğundan buna yanaşmadılar. Gelişmelerden yararlanarak Türkiye’yi iç ve dış savaşa sürüklemek isteyen sırtlanlar unutmasın ki; Türkiye altüst edilen ülkelere benzemez! Halkımız oyunlarına şerbetlidir artık. Olayları körükleyen, taşeronluk yapan kalleşler de ANKA SOYLU olduğumuzu unutmasın…

II-Tarihteki Tampon Devletler

Tampon Devlet; iki güçlü ve birbirine düşman devletler arasında kurulan, daha küçük ve güçsüz ara devlete denir. Tampon devletlerin iki işlevi vardır:

1-Birbirine düşman devletlerin doğrudan komşu olmasını engelleyerek, sürtüşme ya da sınır çatışmalarının savaşa dönüşmesini engellemek.

2-Savaş sırasında saldırıya uğrayan tarafın, saldırganın taarruzunu kendi topraklarına ulaşmadan tampon devletin topraklarında karşılamak.

Tarihte ilk tampon devlet Mitanniler, Hitit ile Mısırlılar arasında kurulsa da, gerçekte Asurlulara karşı tampon oldu.

XVIII. asıra dek Osmanlı Devleti de, Lehistan / Polonya Krallığı’nı, Rusya’ya karşı tampon devlet olarak görüp korudu. II. Viyana Kuşatması’nda Osmanlıları arkadan hançerleyen Lehistan, bu hatasını çok ağır ödedi. Lehistan’ın 1773, 1793 ve 1795 yıllarında Rusya, Prusya ve Avusturya tarafından taksim edilerek ortadan kaldırılmasının ardından, Rusya’nın doğrudan saldırılarına hedef olan Osmanlı İmparatorluğu bu defa kendi hükümranlığı altındaki Romen beylikleri Eflâk ve Boğdan’ı Rusya’ya karşı tampon olarak kullanmıştır.

1833 yılında Osmanlıların, Rusya ile imzaladığı Hünkâr İskelesi Antlaşması’ndan sonra Avrupalılar, Osmanlı topraklarına hep bir tampon gözüyle baktı ve parçalamak için uygun zamanı bekledi.

XIX. asırda, İngiltere ve Rusya arasında İran, Afganistan, Tibet, Nepal ve zaman zaman Doğu Türkistan tampon devletler olarak sayıldı. (Hindistan (+Pakistan), Myanmar, Bangladeş, Sri Lanka ve Maldivleri kapsayan Hindistan Kolonisi’ne sahip İngiltere ile 1868-1884 yılları arasında Orta Asya’daki Türk hanlıklarını ilhak ederek söz konusu koloniye yaklaşan Rusya çatışmasın diye.)

İngilizler, Rusların Akdeniz’e inmesini engellemek için Batı’da Yunanistan’ı kurdu, Doğu’da da Ermenistan’ı tampon devlet olarak kurmak istedi.

31 Mart ihtilâlinden sonra İstanbul’a gayriresmî olarak el koyan Osmanlı karşıtlarının 1913 yılında kurdukları “Van Tampon Devleti” aslında Hazar petrollerine yönelikti. Rothshild ailesinin Boston’da Van Ermeni devletinin yapay başkanı Kanuni Paşa’ya gönderdiği sancağı bilenler, bu meşhur Yahudi ailesinin Hazar ve Orta Asya yolunu İslâm Dünyasına, Ermenilerle kapatma amacını çok geç anladı.

  1. asır başlarındaki I. Dünya Savaşı öncesinde Fransa ve Almanya arasında Belçika, Lüksemburg, Hollanda ve İsviçre tampon devletler olarak sıralanarak, her iki tarafın bu ülkeler üzerinden bir saldırı başlatması ihtimaline karşı, bu ülkelerin bağımsızlık ve tarafsızlıklarının korunması için özel çaba gösterildi.

Günümüzde Tampon Devlet deyimi; çatışma alanına göre Tampon Bölge (Buffer Zone) ya da Ara Bölge (Zone of Separation) olarak kullanılır. Tampon bölge, genelde devlet içindeki çatışmalarda kullanılır.

Devletler arasındaki çatışmalarda ara bölge kullanımı tercih edilmektedir. Ara bölge; çatışan devletlerin barışı koruma kuvvetleri tarafından zorla ayrılması pratikte mümkün olmadığından, tarafların rızasını ifade eden ve zorlama içermeyen bir terim olarak öne çıkar. Ara bölge; “tarafsız bölge”/, “insansız bölge (No Man’s Land)” olarak da adlandırılır.

III. bin, 21.asır başlarında Irak ve Suriye’de insani dramlar başladığı zaman yöneticilerimiz ara bölgenin gerekliliğini dillendirmiş, ama başka planlar peşinde olan emperyal vampirler buna yanaşmamışlardır. Sadece IŞİD’e terörist gözüyle bakıp, asıl teröristleri anmamaları art niyetlerini kanıtlar.

Türkiye’ye yığılan Arap, Kürt göçünün ortaya çıkardığı insani ve ulusal güvenlik risklerinin, IŞİD saldırıları ve ABD operasyonun etkileriyle arttığı bir ortamda “tampon/ara bölge” ve “güvenli bölge” kavramları; karşı karşıya kalınan sorunun coğrafî, askerî, siyasî, kültür, demografik ve insani boyutlarına; müdahaleye karar verenlerin kapasiteleri ile amaç, niyet ve çıkarlarına bağlı olarak önem arz etmektedir.

Eski ABD Genelkurmay Başkanı Dempsey, Türkiye’nin istediği ara bölge’nin bir noktada “bir olasılık” olabileceğini, ama şu anda kampanyanın bir parçası olmadığını söyledi. Dempsey’in dikkat çektiği en önemli veri, Türkiye’nin 1,5 milyon mülteciye ev sahipliği yapması. Bu gelişmenin Türkiye’yi iyice bunaltmasını bekleyip, sonunda onlara boyun eğme noktasına getirmek. Koşullar oluştuktan sonra ara değil, tampon bölgeyi zorunlu kurup Türkiye’yi destekçisi yapmak. Barzani ile PKK’nın arasını bularak, iki bölgeyi birleştirmek ve sinsi oyunlarla Türkiye’nin Güney Doğu’sunu da katıp ilk fırsatta Akdeniz’e sınırdaş yapmak.

Gelişmelerden yararlanarak Türkiye’yi kaosa sürüklemek isteyen, dumanlı havayı seven kurtlar; Osmanlı’yı parçalayayım derken, iki Dünya Savaşı’nda birbirlerini nasıl yediklerini unutmasın!

Ayten Dirier

 

Kaynakça

Sadi Bayram: Kaynaklara Göre Güney Doğu Anadolu’da Proto Türk İzleri

Ekrem Memiş: “Anadolu’da Türklerin Varlığı Tartışmaları” Türkler Ansiklopedisi Cilt 1

-Not: Mitanni sınırları, bazı haritalarda Akdeniz’e kadar uzanıyor. O haritaları çizenler art niyetlidir.

 

Leave a Comment

İlgili İçerikler