Köfteci Şefik’i uzun yıllardır görmüyorum desem yalan olmaz. En son yirmi bir yıl önce mi gördüm, ya da daha çok mu oldu? Oysa daha dün gibiydi, ilkokula gittiğim yıllar, pazartesi günleri kurulan ilçe pazarı… Köyden, yayladan insanlar pazara akardı. İğne atsan yere düşmezdi. Ben pazarın içinde adeta büyülenirdim. Tepemde masmavi bir gök… İnsanlar ellerinde sepetler, ..
Read More…
Otuz beş yaşıma yeni girmiştim. Mahalleli “Evde kalmış kız kurusu” diyorlardı arkamdan… Annem “Sana değildir kızım… Daha yaşın ne başın ne! Seni doğurduğum gün dün gibi aklımda… Neden her lafı üzerine alınıyorsun sanki!” diye bana çıkışıyordu. Kimin umurunda ki! Kuru da değildim etim budum yerinde Allah’ıma bin şükür! Boyum bir yetmiş, kilom da yetmiş. Evde ..
Read More…
Büyük üstad Aytmatov’un, ‘dişi kurdun rüyası’ insanlığın karanlığında her daim kendini yineliyor. (3.03.2027) Sisin ortasında art arda patlayan ve nerden geldiği belli olmayan birkaç el silah sesini köpek havlamaları takip etti. Önce derin bir acı ardından genç vücudu yorgunluktan karla kaplı zemine düştü. Karın üzerinde kanı akıyordu. Göğüs ve karın bölgesinden vurulmuştu. Avcıydı, av olmuştu. ..
Read More…
Azerbaycan Halk Şairi, Azerbaycan Sanat Adamı. Bizim Yüzyıl, Sıradan Gerçekler, Talihin Armağanı, Ne Kadar ki Hayattayım, Kendini Koru, Halkım ve benzeri çok sayıda şiir kitabı yayımlandı. Eserleri İngiliz, Fars, Türk, Polonya, İspanyol, Fransız, Alman ve eski Sovyet cumhuriyetlerinin tüm halklarının dillerine çevrildi. Yazarlar Birliği Yönetim Kurulu sekreterliği yaptı. Bazı onursal unvanlar, Azerbaycan devlet ödülleri, nişan ..
Read More…
Karşılaştığım tüm dostlar, başıma gelenlere üzüldüğünü söylüyor. Ben sıkıntı yaşarken tanrının yardımı için dua ettiklerini bildiriyorlar. Bazen başka biriyle konuştuklarını zannediyorum. Benim başıma ne geldi, diyorum kendi kendime. Gülmemek için kendimi zor tutuyorum. Abartıyorlar. Hepi topu otuz yıl… Kimse buna karşılık neyden kurtulduğumu bilmiyor. Bazen beladan kurtulmanın bir bedeli vardır. O an elinizden çıkana üzülmezsiniz. ..
Read More…
Bu kış bana sitem olmuş, İçimi serdim rüzgâra. Göz ıslanmış ve nem olmuş, İçimi serdim rüzgâra. Soyundum astım içini, Güneş ısıtsın yüzünü, Toparladım ben özümü İçimi serdim rüzgâra. Başka türlü yok yorumu, Çektim içimin nazını. Rüzgâr götürsün tozunu, İçimi serdim rüzgâra. Gözlerimin gamı gitsin, Dertlerimin tümü gitsin, Ve içimin nemi gitsin, İçimi serdim rüzgâra. Galip ..
Read More…
Hayat bir yoldur, anladım Bazen ayaklarım yoruldu Bazen yüreğim! Güz geldi ömrüme Yaprakları soldu tutkumun Kararsız uçuşuyor anılarım! Tadı kaçtı hayatımın Şafak sökmüyor artık Sığınacak yeri yok ruhumun! Tek dostummuş gibi Dört mevsim, gece gündüz Ölümü bekliyorum! Yüreğimi harlayan kim? Hızır İrfan Önder
‘Sufi şair’ kimdir; gönlü, dili nicedir? Şehrimize inmez mi bazı bazı? Her göze ayan mıdır halleri? Söylense de tam olarak beyan edilebilir mi kederi? Edebiyatımızdan yüzlerce ‘sufi şair’ geçti. Erendi onlar, abdaldı, emreydi, âşıktı ve garipti… Yürekleri hüzne meyyaldi her birinin, yolları ateşten geçmişti. Gönülleri topraktı, bakışları su. Benlik davasını aşmak; sen, ben demekten vazgeçip ..
Read More…
Zilin çalmasıyla İsa’nın irkilmesi bir oldu. Yine ders bitmeden rüyalara dalmıştı. Gözlerini açtığında alaycı gülüşlerin üzerinde olduğunu gördü. Utandı. Başını öne eğerek vücuduna gömdü. Normal bir zamanda bile başıyla omuzu, boynu yokmuşçasına birbirine yakın olan bu çocuğu arkadan görseniz -sırtındaki kambur da eklenince- sınıfın en kısa boylusu, yaşça en küçük olanı sanmanız normaldi. Fakat yüzünü ..
Read More…