Erik ağacı yalancı bir bahara kanıp dallarını erkenden açtı. Eylül 2015 ‘in ortalarında, bastıran sonbahara inat, güneşe merhaba diyerek edebiyat dünyasına yelken açtı. Dergicilikle ya da internet medyası ile ilgili çok fazla bilgisi ve deneyimi yoktu ama tüm bunları bilmemek edebiyatı sevmemek demek değildi. Bildiği ve arkasında olduğu tek şey ise, edebiyatla iç içe yaşamaktı. Yalnız bir sorunu vardı. Edebiyat demek uçsuz bucaksız bir denizin ortasında kaybolmak demekti. Edebiyatın şiir, yazı, makale, öykü, roman ve daha nice türleri vardı. Erik Ağacı uzun uzun düşündü. Sonunda köklerini edebiyat ananın toprağına salmak yerine nice yazılmış ve yazılacak öykülere yaslamaya karar verdi. Kısa, uzun, modern, postmodern… Her türlü hikâyelerinizi Erik Ağacı’nın köklerinde yeşertebilmek için sizleri de aramıza bekliyoruz. Yollayacağınız öykü ve şiirler lütfen Word belgesi şeklinde olsun. İmla kurallarına uygunluk esas olmakla birlikte gönderilen öykünün ya da şiirin altında isminizi yazmayı unutmayınız. Ülke bütünlüğünün bozan ya da rencide eden hiçbir yazı değerlendirmeye alınmayacaktır.

Yazılarınızı buraya tıklayarak bizlere ulaştırabilirsiniz.

İdeoloji? Tüh! Evde unutmuşuz Din, dil, ırk? Siz neyseniz biz de oyuz. Edebiyat gelmiş hoş gelmiş.

Erik Ağacı

Bugün pazar
Yat keyiflen
karşılıklı sigara yakalım
dumanından fallar bakalım
Kalçalanmış dalların
Sana bir eş lazım
İster misin?
Erik ağacım.