Griye dönmüş pencere camından yine de gökyüzünün baharı müjdeleyen maviliği çok net seçiliyordu. Kokusunu içine çekmeden seyrinin doyasıya tadını çıkardı Murat. Elindeki kitabı dönüp...
Merhaba anneciğim derken hayata ve yaratıma ve sana Tanıdık yüzlerle başlıyor mutluluk… Sevgi ve hiç unutmaksızın Yüreklerdeki müthiş, muazzam sevgi çocuklara, yanaklarından öperek al...
Bildiğim gittiğindi, kalanların masallarında Sayfalara dökülen kocaman Bilinmezlik, herkes suskun Ölmeye cesaret edilmiyordu Çekilen her derin nefeste Devam ediyordu karanlık bahar Her gün yanıyorduk...
Sevgilim, tüm bu karanlığın içinde aydınlığı görme çabası var ya umut dedikleri şey bu herhalde. Bütün bu kalabalığa bak, geçip giden tüm o gölgelere,...
Sabah erken kalkmıştım. Hava, aydınlanmak için gökyüzünden bir işaret bekliyordu sanki. Her gecenin olduğu gibi bu gecenin de sabahı vardı. Ancak gece yaşadığını kimse...
Yüreğime düşen şarabı bastım yarama Kokusu keskindi, gözleri kara… Haykırdım canhıraş duyan olmadı Yankılandı sesim kendimden bana Kulağıma okunmuş dünyalık ismim Vaveyla edip kaderin...
Kadınlar siyah giyinince kapanacak aynaların gözleri! Bir mezarı sahiplenecek bir mezar taşının bekleyenleri O taşlardan ki bir sis kaplayacak ışıklı odaları Sisin içinde bırakacağım...
Her sabah hazır bir psikoloji ile güne başlıyoruz. Hazır düşüncelerle, hazır deneyimlerle ve hazırlanmış duygularla. Otomatiğe ayarlanmış şekilde uygun yerlerde, uygun performanslarla yaşamaya devam...
bana geri verin boya sandığımı eski günlerime yürümek bembeyaz bulutlara binerek maziye dönmek istiyorum küçücük eski tahta bir sandık içinde gönlümün bütün renkleri kayıştan...
İçimdeki obruk öylesine derindi ki yalnızca hislerimi öldürmekle kalmadım. Öldürdüklerimi boşluğa itmeye önce kendimden başladım. Elmas Tunç