0

 

Savaş tanrısının

Tecavüzüne uğradı toprak,

Ana rahminde mayın taşımaya zorlandı;

Yağmurun tik tak’ları yağdı üstümüze

Zamanın tutulan nabzı soluklarımıza ayarlandı..

Sonra turuncu bir akşam

Sonra sesleri vardı uzakta ateş gibiydi

Sonra sesleri.. nasıl olduysa soğudu..

Dudaklarında, her an kapıyı çalacak

Bir ölümün ıslaklığı

Ve saçlarında barut kokusu..

Sahi, neydi o sarılmalarımız?

Belki biraz tarçın, belki biraz da korkuydu

 

Yağmurun tik tak’ları yağdı üstümüze

Zamanın tutulan nabzı varlığımıza ayarlandı;

Savaş tanrısının

Elleri de vardı, ayakları da

Dişleri küflüydü, saçları kırmızıydı

Mitralyöz -akordu bozuk, çok eski bir çalgı-

Evet, o da kucağındaydı..

Sonra parçalandı göz bebeklerin

Sonra her yana dağıldı bakışların

Sonra nasıl olduysa.. ben de dağıldım

Üstüm başım yalnızlık, etraf toz duman;

Sahi, sen miydin o

Yoksa seviştiklerimiz miydi geride kalan?

 

Uğur Yılmaz Arlıer

 

Leave a Comment

İlgili İçerikler