Lakin bazen umudumu yitiriyorum sevgili. Bir çocuk ağıtı duyuyorum örselenmiş tarafımda. Kırık cam parçacıklarına benzeyen hülyalarımı süpürüyorum elimin tersiyle. Soruyorum kendime “Aynı şehirde yaşarken...
KIRILDIĞIM YERDEN BÜYÜDÜM
Öykü yazmak, tabii okumak da, kendine, insana yaklaşmaktır…
Sayın Fatma Türkdoğan’ın zengin dili, incelikli anlatımı ile şekillenen öyküleri genel itibariyle gerek kitaplarda gerek gündelik hayatta tanıştığımız her insanın geçmişin kırgınlıklarıyla, hayatın girdaplarıyla aslında benzer savaşı verdiğini, yaşam(ın)da biteviye bir mücadele içinde olsa da, her şeye rağmen gülebilmenin, kötülükten güzellik devşirebilmenin de mümkün olduğunu, aynı zamanda en derinlerde kaynayan yüksek zirveleri gösterirken, birinin elini sıkmadan önce önyargı gözlüklerimizi ve kibir eldivenlerimizi çıkarmamız gerektiğini hatırlatıyor
Her insan bir dünya; hangi dünyanın toprağını eşelerseniz eşeleyin, elleriniz muhakkak acıya bulanacaktır…
Zaman ve mekân tasvirleri ile ustalıkla hazırlanan kurgular, düğüm bölümlerinde ekseri karakter anılarıyla hacim ve derinlik, katman kazanıyor, bir hüzün dalgasının kıyıya vurması ile de sonlanıyor…
Öyküleri aracılığı ile kendisini tanıdığım için memnuniyet duydum.
Teşekkür ediyorum.
Ali Doğan