ÖLÜM VE DOĞUM GÜNÜ Bir çukur açıyorum yıllardır. Kazıyorum derine, magmaya yakın en dibe. Çabalıyorum, yoruluyorum, ağlıyorum. Gözlerim şiş, acı dolu uyanıyorum. Öyle bir...
Yoğun bakım odalarda
hayata tutunmaya çalışırken sen;
seni kaybetmek korkusu dışarıda,
yoğun bir sis gibi kaplardı etrafımızı bir bilsen.
Sabahları hastane önünden
çöpçüler gelir geçerdi,
sıcacık gülüşürlerdi.
Biz ise içimizi yakan gözyaşlarıyla ağlardık,
acıyan yanlarımızı toplardık.
Şimdi sen,
yavaş kalp atışların kadar sessizsin.
Bir hayal kadar ulaşılmaz ve güzel.
Umutlar, ne kadar acımasızmış meğer
geleceğin belirsizliğinde
yaşamak buysa eğer.
Şimdi
çıkmaz bir sokağa düşünce telaşı yaşamanın;
mirastır hatıralar,
ayrılırken geride kalanların.
Oktay Kocagöz