0

 

Kelebeğin taşa olan sevdasıydı
Kırık bir beyazdan yırtıldı keramet
Avcıymış gölgem karası korktu
Üç günlük ömrünü otuz yıl sürmüştü
Bekledim üstümde gezindi gelincik
Ürktü kanatları mutluluk rüzgarıyla
Adıma seslendi kaçarken çocuk rengi
Gövdesinde kara bir tohum besliyordu
Allah aşkına..
Bir mesafelik canıydı çırpınan
Günün geceye muradını anlattı
İbreti tövbeyi sustuğumuz dudaklara söyledi Sandığımız sancı değilmiş meydan
Boğazımızda hazırlanan melek yokuşuydu
Teneffüse koşan sakin üzüm bağıydı zaman
Bir müddet kadar ölüm hızlandı
Ölüme şeker uzatan dervişin gönlüydü.
Silahlar kırmızı güle hasret, büyütür yeşil bedenleri asfaltta
Toprağa eksik kalan zaman şartların tanrısında

Nereye düşeceğimizi bilir miydi?
İçimizdeki susmayan zaman..

Ali İhsan Tarman

 

Leave a Comment

İlgili İçerikler