SAATİ Saati soruyorsanız Saat: 8:45’dir Zaman da aslında büyük bir boşluk gibidir Biz bir vakitler mavi gökyüzüne şöyle bir bakıyor, bu bir rüya mı...
Tuna, yüzyıldır hakir;
Yüzyıldır hor;
Yüzyıldır bin parça…
Başı Karadeniz’in dizinde
Gözyaşları sel…
Nil, kıvrıla kıvrıla akan taşkın dost…
Yüzyıldır ne başında uyku ne gönlünde rahat…
Üstünde her gece bin plan kurulur.
Başı Akdeniz’e yaslı
Gözyaşları sel…
Meriç, serhat suyum…
Beni koruyan zırhım, bekçim…
Beri yanı sevda bulutu,
Öte yanı bana hasret, bana sevdalı…
Yüzyıldır öte kıyı ile yağlı güreşte…
Kızılırmak, benim ak sütüm…
Her damlası benim,
Her damlası can suyum.
Anasının koynunda, aheste aheste yol alır.
Fırat ve Dicle, ikiz kardeş…
Yavuz’a hasret, Yavuz’a sevdalı…
Beri yanları düğün, halay,
Öte yanları kırmızı irin…
Ayakları Kızılırmak’ta ıslak,
Başları yüksekte, başları dik…
Sakarya, ne Nil’dir ne Tuna
Yelesini rüzgâra kaptırmış,
Gem vurulmaz bir küheylandır.
Sakarya’nın bir ismi de istiklaldir,
Sakarya’nın ne ayağına pranga
Ne bileğine kelepçe vurulur.
Sakarya nedir bilmez tutsaklık.
Sakarya’nın her yanı Çanakkale’dir.
Geçit vermez ne mandaya ne himayeye
Sakarya bin yıldır başına buyruk,
Bin yıldır tırısa kalkmış bir küheylan…
Kulağını Sakarya’ya vereceksin.
Kurtuluş destanını, yiğitleri, cengi
Sakarya’ dan duyacaksın.
Suyunun hafif kırmızı aktığını görürsen
Tasa etme şehit kanı karışmıştır.
Mehmetçik denilen mert savaşçının
Anasına, bacısına, yavuklusuna yazdığı mektubu
Sakarya’nın gök gözlerinde okuyacaksın.
Sonra eğilip bakarsan akan deli nehre
Kendini, özünü, tarihini bulacaksın.
Ve kendine geleceksin.
O zaman Zümrüdüanka misali
Küllerinden yeniden doğacak
Bin başlı ejderhayı Sakarya’nın sularında boğacaksın.
Zeki Aciş