Lakin bazen umudumu yitiriyorum sevgili. Bir çocuk ağıtı duyuyorum örselenmiş tarafımda. Kırık cam parçacıklarına benzeyen hülyalarımı süpürüyorum elimin tersiyle. Soruyorum kendime “Aynı şehirde yaşarken...
Kardelen çiçeklerini bilir misiniz? En yüksek yerlerde toprağı ve kar tabakasını delerek baş gösterir. Zorluklara aldırmadan dik durur tüm ihtişamıyla. İşte bu kitap da Aras Nehri kenarındaki bir köy okulunda yaşları yaşlarından büyük bir o kadar da güleç yüzlü çocukların zorluklarla dolu yaşamından sadece bir kesit var.
Yekta ve Toprak’ın hikayesini yazmaya başlamadan önce Elif öğretmenin içinde hep bulutlar ve orada bir yerlerde mutlu çocukların uçurtmaları dans ediyordu. Yazarken yalnız değildi. Bittiğinde de bırakın yalnızlığı, daha da kalabalıklaşacak ve kustuğu kelimeler cümlelerin kapısını aralayacak belki de birçoğunu yutacaktı. Ruhunu ve aklını korumak için yazdı. O kalemi kağıda değmese içinde biriktirdikleri elbet bir gün yine karalamalara dönüşecekti. Önemli olan tek şey, gülüşleri dökülmesin çocukların…
Elif Güçtaş Şakar