Umudum işte, umudum! Ekmek getiren bir baba gibi Sesinde güneşin sesi Köprü altına vuran balıktan nefesi Ayın ensesi gibi Şeker toplayan çocuktan, biraz da gül suyu Gözlerinde yaldızlı bir kuyu Mavim mavim ötesi, Beyazlı ipeklerle gülüyor eteği Bileği sarı, umudumun kızları! Ekmek dişleyen çöpçü gibi Boğuyor karanlığı… Karanlığın aralığı, altın çeşmesi ..
Read More…