Lakin bazen umudumu yitiriyorum sevgili. Bir çocuk ağıtı duyuyorum örselenmiş tarafımda. Kırık cam parçacıklarına benzeyen hülyalarımı süpürüyorum elimin tersiyle. Soruyorum kendime “Aynı şehirde yaşarken...
Bir insanın, aşkın ve aşığının cefalarının ne kadarına katlanması normaldir ? « İtiraflarım » adlı yapıtında J. J. Rousseau şöyle der. «Eğer sonuç olarak vardığım yargılarda yanıldıysam, onlara uyarken içimde duyduğum gönül esenliğine pek şaşarım. » Bu aldanma ve yanılsama insan yaşamı boyunca tekrar eder durur. Öyle ki dün hakikat saydığımızı bugün toyluk addederiz. Hatta bugün yanlış bulduğumuz aynı düşüncenin, isabetli oluşuna ileride hayret ederiz.İşte aşk, yaaşamdaki bu kaçınılmaz yanılsama alanlarından biridir. Bu roman, takıntılı bir aşka düşen kadının çırpınışlarını anlatıyor. Kahramanımız başından geçenleri anlatırken sanki kafede arkadaşına anlatır gibi heyecanlı ver samimi bir dil kullanıyor. Kitabı okurken en baştaki soruya cevap vermek epeyce kolaylaşıyor.