0

Azerbaycan Halk Şairi ve toplum adamı. İlk kitabı 1970 yılında yayımlandı. Tanımak İstersen, Haber Bekliyorum, Gence Kapısı, Sağ Ol, Ana Dilim!, Kan Hafızası, Zaman Benden Geçer vs. gibi onlarca şiir kitabı, Bütünlük, Yurtsuzlar, Cevat Han, Orhon’la Görüş uzun şiirlerini yazdı. Eserleri bazı dünya dillerine çevrildi. Azerbaycan, Türkiye, Rusya, İsveç’te yayınlanan kitapları yüksek edebiyat ödülleri aldı. Azerbaycan’ın en büyük diaspora kurumu olan Dünya Azerbaycanlıları Kongresi üyesidir.

O TOPRAK BİZLERİ ALMAYACAK (1)

Yüzüme dağların nefesi değer,
Alışır, konuşur, yanar, inler,
Toprağa dönmek zor olsa gerek
Bu zulmü bir karar bitirmeyecek,
O toprak bizleri almayacak!

Vatan dağlarında taş olanındır,
Göğünde kanatlı kuş olanındır,
Sinesini açmaya hoş olanındır,
Ağaç dik, tohum ek, yetişmeyecek,
O toprak bizleri almayacak!
Ne zaman söz serptim söz yeşerdi,

Şaşırıp söz serptim köz de yeşerdi,
Eğri diktiğim düz de yeşerdi,
Git, derdini avut, başına el çek,
O toprak bizleri almayacak!

Birce yol korkudan sıyrılmadınsa,
Her taşa, ağaca sarılmadınsa,
Vatanı alıp da kırılmadınsa,
Ruhun da o yurda dönmesin gerek,
O toprak bizleri almayacak!

Bu Vatan dersleri usulleşmeden(2)
Gözünde her taşı kızıllaşmadan
Herkes içinde kusulleşmeden(3)
Yüz tutup, yalvarıp tövbe etmesek,
O toprak bizleri almayacak!

(1)Burada kabul etmeyecek, taşımayacak anlamında
(2)Usulünce öğrenmek, bellemek.
(3)Boy abdesti almak, temizlenmek, paklanmak.

EBEDÎ SEVDA

Bunlar…
Bir bahçelik rahatlığı tercih ederler
Tanrı cennetinden,
Habersizler nefsinin kurbanı
Benim ruhumdan anlamaz!
yeşilken kütükleşen,
yüz yana yakılmaktan içleri paramparça,
haram para, haram tike,
haram sofradan gelen,
ekmekten suyuna kadar her şey,
bedava gelen,
ne kadar yetişse de – olamayan..
düşüncesi, inamı, dili, fikri dışardan,
korkan – şimşek çakınca,
sağanak yağınca korkan,
karanlık yuvalardan yüze çıkınca korkan,
toprağın sevincine bir türlü dayanamayan,
bir çiçeğin mihrine sıkılıp ağlayamayan
Beni anlayamaz asla!

Bunlar…
Elimiz üstüne düşman eli koyanlar
ninniyi, duayı minnetle okuyanlar,
unutanlar, bin yıllık yolunu – dilini,
dünyaya sığmayan derdimizin dilini –
Ne anlasın nerden gelir gözümüze çöken gam
bu göklere bağlılık, bu sınırsız düşüncem.
Çin’den Gobustan’a kadar
yazılı taşlarımın toz basan aynasını
silip bakamayan
Ergenekon aşkından her gün
doğamayan
nerden duysun içimde yaşayan
büyük ruhu,
nerden duysun ne demek
bu göçkün, bu ulu, bu yorulmaz Türk ruhu?!
Onlara diyen var mı
Altay’dan Balkanlara
Tanrı’dan Savalan’a,
uzayan tarih yolu kopuz telleri gibi
düzeninden düşmedi
biz göklerden gelsek de,
yolu ben taşlamışım,
yollar gökten düşmedi.
Param parça bölünmüş,
yürümekten yorgun, ezik,
fakat hakka gebe,
yine tarih yolunun kılavuzu?
Bu biziz!
Bu biziz, benim, sensin…
bugün yorgun, incecik,
yarın fırtına gibi,
dünya boyu esensin!..

Bunlar…
Duyamaz damarlarımda
Dolaşan sıcak kanı,
Tanrıya kadar yol yapan
Bu ebedi sevdayı!

YİNE KÖY YOLUNDA

Bir gün yayaydım, sonra atlıydım,
Bugün arabaylayım – ne fark eder ki,
Kimsenin tanımadığı köy çocuğuyum
Şöhret yaşındayım ne fark eder ki,
Geçmişin bu yolu yaz tufanı gibi
Ömrün kışındayım ne fark eder ki,
O yazdan bu kışa yollar pek kısa,
Yine köy yolunda yapayalnızım!
Kaç şehir gördüm, ülkeler gördüm,
Geçtim denizleri, okyanusları.
Bir yanda kendine cennet yapanlar,
Bir yanda mazlumun batan kanları.
Çevirdim dünyayı o yüz bu yüze,
Doladım koluma meridyenleri
Başımın üstünden geçti yüz kaza
Yine köy yolunda yapayalnızım!
Tattım bu dünyanın her nimetini,
Sarısı, karası başıma döndü,
Verdim milyonlarla yürek sözümü(4)
Dönüp de başımın taşına döndü (5)
Ben Vatan adına sevinç yazardım
Fakat o gözümün yaşına döndü.
Sevgi de cezaymış, hizmet de ceza
Yine köy yolunda yapayalnızım!
Sanki daha dündü buradan gittiğim,
Çitledi ömrümü yıllar çekirdek gibi.
Ne kadar sözüm var çekti içine
Çeker izimi de millet kum gibi.
Hani o eğilmez bildiğin eller
Yoğruldu onu oysa zulmün mum gibi,
Önde kabir kazan, sonda söz yazan
Yine köy yolunda yapayalnızım!
Orman sarardıkça çöller yeşerir,
Sararan da benim, yeşil de benim.
Kartalın dönüşü yuvasınadır
Bir bak, o kayalar üstünde benim.
Ne olsun bir yolun sonu yetişti
Yine bir patika başında benim.
Yollara can verdim yola şaşa şaşa
Yine köy yolunda yapayalnızım!

(4)İçten gelen sözler, dilekler.
(5)Çevrildi, dönüştü.

Leave a Comment

İlgili İçerikler