0

Yokluğunun bilmem kaçıncı akşamı, hava çok sıcak ve dal
kıpırdamıyor. “Geleyim de manzarana, nazır biraz sohbet eder, iki çay içeriz.”
desem “Gel buyur.” demezsin; bilirim ağırlaştırılmış nedenlerin
var, diyemezsin.

Çünkü senin, dost muhabbetlerinin gölgesinde, dizlerindeki
kabuk bağlamamış yaralara baka baka usulca kendine üzülme
mevsimin. Ben ise bugünlerde uykulu gözlerimde yaka süsü
gibi gülümsemen ile sensiz beyaz kağıdın ortasına düşmüş siyah
bir nokta gibiyim ve sen tam da sol göğsümün üstünde kanlı
kabuklu, yaralı bereli, kaşlı kirpikli, mühür gibi bir duygusun.
İnanması güç ama sanki bile isteye, tıpası bozulmuş bir musluğun
sergilediği ritmik, can sıkıcı ve o sessiz gürültünün içimde
girdaplanarak dolaşmasına izin veriyorum.

Niyesi yok, niçini yok. Açıklaması, izahı yok. Yok işte “Aklı
olan bunu kendine yapmaz” dediğim oluyor ve dahası sen beni
hiç tanımıyorsun. Farz et ki hiç geçmediğin bir şehirde hiç tanımadığın
bir sokağım. Sana adını duymadığın bir tren istasyonu
kadar uzağım yani. Buna rağmen yine de bilmeni isterim ki sesindeki
yıldızlara tutunan, gözlerini kısarak güldüğünde rüzgarına
kapılan yapraklar var ama onlar şimdi sessiz bir dağ başı yalnızlığı
içinde yolunun yoluma çıkmasını bekliyorlar. Çünkü sen
şimdilerde serçe kalbin avuçlarının arasında, çaresizce oradan
oraya savruluyorsun ve bir kadehin gölgesinde acılarını filizlendiriyorsun
zaman zaman. Sükunetle ve sevgiyle izliyorum. Bilirsin yüzü siyahken gökyüzünün
çiçek açmaz bazı ağaçlar. Aklımdan bile geçirmiyorum,
ipini kopartması için uçurtmalara izin vermez bu gri gökyüzü.
İki el ateş etsen dalların arasına sığınan bütün kuşlar nasıl ki
telaşla havalanır ormanda, tam olarak öyle. Kuşları ürkütmek
istemiyorum. Onun için diyorum ki kalbindeki kuşları sev ve
koru lütfen. Kimsenin onları ürkütmesine izin verme, sesindeki
yıldızları da sakın unutma.

Gülerken gözleri kısılan, coşkusuyla gökyüzüne sığmayan
uçurtmalar gibi gülen, koca yürekli adam. Belki yetmez suyu
tohumların bu bahar çiçek açmaya.

Haydi! Hava tam uçurtmalık. Çık sokağa ve savur gülüşlerini
gökyüzüne ki aydınlansın bağ bahçe, tohumlar çiçeğe dursun.

Arzu Aytur

Leave a Comment

İlgili İçerikler