0

DAĞLARIN SESİYDİK

Dağların sesiydik kar ile boran çevriliydi nefesler

Taş avlusu büyük hayatları olan toprak damlı kerpiç evlerin

Yokluğa gülüşleri çınlayan çocuklarıyla

Taş avlu sesimizle yankı bulurken

Yüreğimizi saran cümle dertlere inat düş kuran

Etrafı karlı ulu dağların

Yüksekte uçan kartallar şahinleri imrenirdi bize

İnmek isterlerdi düz ovalara yere

Erken inen akşamla karanlığa çalarken ortalık

Yıldızı bol göklere çizerdik düşlerimizi

Kırağı tutan küçük pervazlı buzlu camlardan

Beyazın esareti uzun sürse de tomurcuğa dururdu baharın aşkına

Tüm körpe dallarımız

Gelincik tarlalarında çiçeklenip

Envai çeşit kır çiçekleri ile karışırken direnmeye

Yeniden doğuşa yemin etmiş gözlerimizin derinliğindeki yarındık

Bir kurşun kalem yeterdi

Çizmek için ahvalimizi anlatırdı bizi yüreğimizin alevlerini

Küle dönen çocuk gülüşlerimizi

Tipiye tutulan masum düşlerin hüzünlü yüzleriydik

Dört yanımız duman

Erken tanışmışlığın izleri olacaktı en kuytuda

Keskin bir bıçak yarası gibi bir ömür hasretin koyu deltaları içimizde

Taş avluda çınlarken çocuk gülüşlerimiz

Dağların sesi olacaktık

Ayaz yemiş yalnızlığa bir ömür hükümlü…

Sevgi Erol Öçal

 

Leave a Comment

İlgili İçerikler