ÜTOPYA Mutluluktan kaynaklı gözyaşları vardı artık Bebekler öldürülmüyordu Sömürülen tüm zenginlikler iade edilmişti ülkelerine Afrika’da açlıktan ölmüyordu insanlar Anneler bu kadar güzel gülmemişti Kimyasal...
BENCİLEYİN
Zemheri güneşine
Sevdalandı eriklerim
Zamansız
Çiçeğe durdu
Yüreğime saklandı
Mor kanatlı
Ürkek bir çocuk
Soldu
Kana kana kandık yine
Çok şükür
Nur topu gibi
Bir derdimiz daha oldu
Hanımefendi ağlamalar sevdim
Acılar karşısında
İki damla ile geçiştirilen taziyeler
Beceremedim
Beyefendi hüzünlere meylettim
Darbelerin gelişini
Romantik gözlerle süzebildiğim
Oysa benimkiler
Yılkı atı gibiydi
Toynağının izi kaldı
Sinemde
Ruhumu
Kabıma sığdıramayışım bundandır
Yalancı baharlara
Durup durup
Aldanışım
Hezeyanlarım dalaşır
Çoğu zaman aklımla
Ve yanmış karamel kokuları
Yükselir tenimden
Bir şeyleri ıskaladığımı
Gölgemi kaybettiğimde anlarım
Ah…
Başka bir isteğiniz var mı?
Diye sordu garson
Hiç büyük isteklerim olmadı ki diyesim geldi
Solgun yüzü
Caydırdı beni sözümden
Kimsenin fazladan bir acıyı
Bağrına basacak hâli yoktu
Kaldırımlarını incitmeden
Yürüdüğüm
Aliye Rona gibi bir hayat
Üzgünüm Kınalı Yapıncak
Benim senin gibi
Janti bir sevdiceğim olmadı
Birkaç kurbağayı saymazsak
Literatüre geçecek aşkım da
79′ dan beri
Tek kanal
Siyah beyaz yayın yapmaktayım
Renklerim
Grilerin tonlarından ibaret
Ne zaman derdimi döksem
Ulu orta
Sanki Türkçe konuşup
Rumca anlaşılmaktayım
Sahte Dostların gözünde
Bir Necefli Maşrapa
Zerrin Keskin