EYLÜL “Tamam, geliyorum.” diye kapattı telefonu. Vestiyerden mont geçirdi sırtına. Ne saçına baktı ne başına. Üstünde alelade bir kazak, altında mavi bir kot pantolon…...
BULUŞMAYA DOĞRU
Son yazıda geçtik zaman kıvrımlarını
Tüketerek pencerem açık duruyor
Dilim kilitli zamanlara karşı
Arşı gözlüyor gözlerim zamansız zamanları
Dağıtıyor bir iç sıkıntısı
Zamanın pusunu
Amansız bir hastalığa tutulmuş ömrüm
Sorguluyor beni içimdeki benler
Dilim kilitli zamanlara karşı
Ömrümün kırıntıları var soframda
Konuşamıyorum
Bir lokma peşinde koşmaktan bir ömür
Doygunluğum tedirginliğim var
Parsel parsel ayrılmış yalnızlığa içim
Zaman zaman kurulan
Derme çatma gecekonduların
Dışında görmemiş ruhum dingin bir rüzgârı
Belki dinlememiş asude şarkısını
Şimdi kapım açık duran
Dilim kilitli zamanlara karşı
Ahmet Yılmaz Tuncer
