EYLÜL “Tamam, geliyorum.” diye kapattı telefonu. Vestiyerden mont geçirdi sırtına. Ne saçına baktı ne başına. Üstünde alelade bir kazak, altında mavi bir kot pantolon…...
GURURLU VE MAHZUN…
Ah benim gururlu ve kimsesiz yurdum
Biz seninle çocuk sevinçleri toplardık
Gelinciklerin çiğ damlalarında koşardık
Askerden gelen babaların müjdesi vardı dillerimizde
Güneşi kızıl bir gül gibi saklardık mendilimizde
Ah benim mahzun ve ezilmiş halkım
Biz sizinle savaşta kaybettik
Ve kayıp çocuklarımızın mavisini bulurduk denizimizde
Kum falında kaybettik
Kader adreslerini biz sizinle
Dağlarda kar
Kuşlar daha uzağa uçuyorlar
Daha da uzağa
Bir ezidi recm tuzağında
Biri satılıyor pazarda
Birinin boynu vurulmuş kan gölü meydanda
Şamaş güneşi batırıyordu kutsal kıtalarda
Ah benim gururlu ve kimsesiz yurdum
Ah benim mahzun ve ezilmiş halkım
Biz yine kaldık acılarda…
Adil Başoğul
