Lakin bazen umudumu yitiriyorum sevgili. Bir çocuk ağıtı duyuyorum örselenmiş tarafımda. Kırık cam parçacıklarına benzeyen hülyalarımı süpürüyorum elimin tersiyle. Soruyorum kendime “Aynı şehirde yaşarken...
Serpil Tuncer’in kaleme aldığı “Kuşları Uğurlama Sanatı” yazarın dördüncü öykü kitabı… Yazar CNR kitap fuarında 17 Mart tarihinde öykü severlerle buluşmayı hedefliyor. Öykünün yalın bir anlatım sanatı olduğuna değinen yazar, gelecek yıllar içinde öykünün daha da yükseleceğini, içeriğinin genişleyeceğini belirtiyor…
“Kuşları Uçurma Sanatı” Hikâye kahramanlarının bilinçaltına inerek ruhsal çözümlemelerde bulunan; susturulup bastırılmış duygularını, açmazlarını, sıkıntılarını, yalnızlığını, bunalımlarını, kuşatılmışlığını, dağınıklığını, parçalanmışlığını, umut ve kırılganlıklarını su yüzeyine çıkarmakta mahir bir kalem Serpil Tuncer.
Şiire meyyal naif, kısa, yalın ve etkili cümlelerle çoklu bir etki uyandırmayı başaran yazarın; sıcaklık, içtenlik, akılcılık, gerçekçilik ile kaleme aldığı; aklın, hayalin ve zekânın sınırlarını zorlayan sıra dışı hikâyelerinin kahramanları da sıra dışı…
İdama mahkûm genç hükümlüye âşık olan cellat, Başhekimi olduğu hastanede tedavi gören, aklını yitirmiş psikiyatr, Yeşilçam figüranı düşkün evsize iş teklif eden uzun yol kaptanı, gönlünde filizlenen aşkı yüzünden meftun olduğu güvercinlerinden vazgeçmek zorunda kalan orta yaşlı adam, annesiyle eşi arasında tercih yapmaya zorlanan genç bir kadın, çöplerden topladığı fotoğraflara çeşitli kurgular yazan bir hayal avcısı…
Kahramanlarının hâletiruhiyesini elle tutulup gözle görünecek ve acısını ta yüreğinizde hissedecek kadar vurucu ve yerinde dokunuşlarla aktaran; demlenmiş, derinliği olan, edebî ve estetik haz yüklü bu hikâyelerin hiçbiri kurgu olamayacak kadar gerçek. Zira sadece gerçekler bu kadar yıkıcı olabilir…
Fatma Türkdoğan.. Kitap arka sayfa yazısı