SAATİ Saati soruyorsanız Saat: 8:45’dir Zaman da aslında büyük bir boşluk gibidir Biz bir vakitler mavi gökyüzüne şöyle bir bakıyor, bu bir rüya mı...
Sana yalanlar söylemeyeceğim, Destina
incitmeyeceğim yüreğine sığınan düşlerini
kalbimden kalbine konan kelebekler
ömrünü ömrüne ulamaya kan içinde kalsa da
sana yetişmeye umut aşılayacağım ayaklarıma
gözlerimde sana gelmek geceden kandil
mutluluk çığlıkları ısmarlayacağım
Adını söylemeye varamaz oldu kekeme dilim
ne zaman Destina demeye kalksam
bir papatya kucak açar baharın esenliğine
düşlerimde sevgiyle uçuşan yağmur kuşları
gün gecenin rengiyle ihrama bürünür
Dudaklarıma bülbüllerin teranesi asılı
yasaklı bir aşkın mahremi gül tende diken
gözlerime çekilir ar perdeleri, göremem
Sen ki düşler ülkesinin biricik peri kızı
utanırım adımı adının yanına yakıştırmaya,
ellerim yumru, yıldızlara uzanamam
Kays değilim Destina, sana layık olamam
Gülüşünden kurak toprak tohuma gebe
bir goncasın dokunmaya kıyamam
narinliğini teninden alır çiy taneleri
ne zaman bir hüzün sararsa yüreğini
dur derim Destina, ıslatma yapraklarını
yüreğine bağbanken, küstürme renkleri
öksüz bırakma şiirlerimi, yitirme hayalimi
karanlığa çevirme gündüzlerimi
düşerse gözlerinden bir damla yaş
kopar yüreğimde tufan, ıslah olamam
Umut düşlerinin vazgeçilmeziydi
bir anne şefkatiyle dokunurken saçlarına
araf bekleyişinde vuslatı sığdırırdın avuçlarına
sana yalanlar söyleyemem, Destina
incitemem yüreğinin Kaf ardı sevda yanını
yanarsan benimle tekrar yeşillenir çöl
Kays değilim Destina, sana sadık kalamam
Kuşlar uçar sılamdan gurbetine doğru
boğazımda hasretin acı katranı
dört bir yanım ölüm renginde yalnızlık
dilim nedamet tövbesini sayıklarken
boynumda günahkar eşkıyaların vebali
Yakup’a özenir, ak düşer yaşlı gözlerime
gömleğin hangi kuyuda kalır, göremem
kokunu hangi zindan esir alır, hissedemem
ben sensizliğe bu kadar layık değilim
Destina…
aşk masallarının en ürkütücü yanı
düşler ülkesinde ayaza kalmış papatyam
koparırlarsa seni dalından
içim param parça olur Destina
ellerimde çaresizliğin pişmanlık hırkası
dudaklarıma sürülür ölü suskunluğu
yüreğimde kıyametten bir parça tufanlar başlar
Destina… Sevda arsızı, gönül hırsızı
göğün boydan boya kardeş kanına giren yıldızı
herkesin dilden dile dolaşan yaralı türküsü
Sen ki, gönül kapımın kutsal sürgüsüsün.
Mehmet Muhlis Şepik