İşte bir gün kalmıştı. Tam bir haftadır yarını iple çekiyorduk kuzenim Servet’le. Yarın horozlarla birlikte kalkıp tel arabalarımızı önümüze katacak, doğruca Dereboyu tarlasına gidecektik. O akşam tel arabalarımızı gözden geçirdik. Çünkü yarın dereden karpuz köklerine suyu tel arabalarımızla taşıyacaktık. Her defasında arabanın römorkuna üç litrelik şaşalları koyar, yavaş yavaş dedemin yanına giderdik. Dedem de dolu şaşalı alır bize boş şaşal verirdi. Su taşıma işi akşama ..
Read More…