Meryem yere düşen kalemini dikkatlice yerden aldı. Fakat hemen yazmaya başlamadı. Önce kalemi bir an gözleriyle tarttı, sonra ona dik dik bakar gibi yaparak...
Meryem yere düşen kalemini dikkatlice yerden aldı. Fakat hemen yazmaya başlamadı. Önce kalemi bir an gözleriyle tarttı, sonra ona dik dik bakar gibi yaparak...
Tünel’den caddeye çıktığımda saat on ikiyi geçmişti. İstiklâl, her zamanki gibi kalabalık ve coşkulu seyrine devam ediyor, türlü insan suretlerinden bir desen oluşturuyordu. Biraz...
Doğa ile Ahmet’i görüyorum. Eleleler. Gülüyorlar, sesleri zar zor kulağıma geliyor. Ne hakkında konuştuklarını tahminle yürütmeye çalışıyorum. Aklıma hiçbir şey gelmiyor. Ağır ama çok...
GELİMLİ GİDİMLİ DÜNYA Güne telefon sesi ile uyandık. Babam ahizedeki sese hım, yaa gibi kısa kelimelerle karşılık veriyordu. Telefonu kapar kapamaz annem, “Kim aradı,...
ÇİNARE Yürüyor muydu yoksa ıssız kaldırımlarıma arkadaşlık mı ediyordu? Suskun bakışlarla etrafına bakınıyordu. Her taraf gözleri gibi sessizdi. Sokağın sessizliğini bozan yere düşen sonbahar...
CAMIN ARDI Hava oldukça kapalı, her an yağacak gibi. Zehra, sokağı boydan boya gören penceresinin önüne oturdu. Çevreyi seyre daldı, sokak oldukça hareketli. Öğrencisi,...
KALP ÇÜRÜĞÜ Sırların kurak coğrafyasında izini kaybettiklerim. Lara’nın kalbine yolculuk… Ağaç kabuklarından yedi ölçek kalp çürüğü bırakıyorum şuraya. Gözlerimden taşanlarla evden uzaklaşıyorum. Durmadan...
DELİLER EVİ Beni deli diye bir akıl hastanesine kapattıklarında henüz on beş yaşındaydım. Kaybetmeyi bilmeyecek kadar genç, ama kaybettiklerini anlayabilecek kadar olgun bir yaştaydım....
YENİDEN Bavulum ağırdı. Buna rağmen atmıştım kendimi dışarı. Yürüdükçe ağırlaşıyordu. Henüz otuz beş yaşında olmama rağmen sanki yüzyıllık bir esareti biriktirmiştim. Tekerleklerin çıkardığı ses...