Öyküler

ÇAĞRI

“Ölümü çağırma, sus!” dedi annem. “Sakın çağırma.” Duymasın diye bunca zaman sustum zaten annem. İnan sustum. Kemiklerim çatırdadı sadece, tek tek kırılırken. Şimdi de...

Öyküler

ANAMIN GÖZYAŞLARI

Kuşluk vaktiydi. Cam kenarında oturuyordum. Amca oğlu Memet ayağında yeni ayakkabısı, elinde siyah çizgili topuyla koşarak avluya girdi. Yine nefes nefeseydi, bir süre soluklandı....

Manşet Öyküler

YAŞLI ADAM

Yaşlı Adam Yaşlı adam solgun bir ışık altında, yıpranmış pencerenin önünde durdu. Gözleri artık eski ışıltısını kaybetmişti, fakat gökyüzüne baktığında hâlâ içinde bir umut...

Öyküler

CAMLAR VE PRANGALAR

Önümdeki perdeyi kaldırdılar gözüm gönlüm açıldı. Dışarıda ayaz, kar, kış, kıyamet; içeride bahar vardı ilkin. Derken camı da kaldırıverdiler aramızdan. İçeride kavga, kıyamet, prangalar;...

Öyküler

KISIR AHMET

“Beni de yaz, dayanamıyorum artık çürüdüm.” dedi. Yanımda beliriverdi birden. Ne diyeceğimi, nasıl davranacağımı bilemedim. Yazmak için, bol bol kiraz ağaçlarının olduğu, yanlarında da...

Öyküler

ÇOBAN LAZIM

Çakır gözlü Emine’min bana iyi bakmasının yanı sıra, pek dağ başı sayılmasa bile yaylada oturmamızın da genç ve dinç kalmamda katkısı inkâr edilemez. Tertemiz...

Öyküler

ACININ KATMERLİ HALİ

Kardeşimden haber alamayışımızın tam on altıncı günü. Tarifi olmayan bir yas var içimde, derinlere uzanan, gömülü yerlere sığınan. Gün boyu asfalt yollar uzanıyor gözlerimin...