Hale’nin yine canı sıkkındı. Son günlerde kendini çok mutsuz hissediyordu. Ne yaparsa yapsın, canının sıkkınlığı hiç geçmiyordu. Beynini kemiren şüpheler neden olmalıydı bu duruma....
Hale’nin yine canı sıkkındı. Son günlerde kendini çok mutsuz hissediyordu. Ne yaparsa yapsın, canının sıkkınlığı hiç geçmiyordu. Beynini kemiren şüpheler neden olmalıydı bu duruma....
Otobüs bekleme, yoğun trafik derken olağan bir iş dönüşüydü. Her zaman olduğu gibi Ulviye evdeki malzemeye göre neyi pişireceğini yolda planlamıştı. Dolapta geçen haftadan...
Mermerci, birkaç ay önce ölen adamın mezarını yapmak üzere Elvanköy mezarlığına geldi. Yardımcısıyla birlikte mezarın üstünü ve çevresini temizledi, tesviye yaptı. Temel sağlam olsun...
Bir bahar günüydü, küçük küçük serpiştiren yağmurun eşliğinde, kabul edildiğimi öğrendiğim iş için bir kuruma gidiyordum. Böyle bir işi ilk kez ve tek başıma...
Anadolu’nun bağrından kopmuş, İki genç adam… İki temiz yürek… İki dost… İki yolcu… “Öğretmen Ali ve Doktor Erdem…” Onlar aynı göğün altında, aynı amaç...
Yer: Amerika Birleşik Devletleri Olay Mahalli: Luca Uluslararası Taşımacılık Anonim Şirketi Tarih 01.01.1966 Yılbaşı gecesi saat 24.00’de kapı kolunu yavaşça oynatmaya başladım. Şirkette çılgınca...
Gece gece dışarıdan patır kütür sesler geliyordu. Kapıya çıktığımda bir çift kırmızı ayakkabı gördüm, karşı komşunun ayakkabılığında. Tek başına yaşayan bir adamın neden ayakkabılığında...
İhtiyar kadın, başındaki yemenisini itinayla düzeltti. Sedirin yastığına yaslanmış, eskimeye yüz tutmuş emektar tahta pencereden dışarıya bakıyordu. Ne vakittir burada oturduğundan bihaberdi. Günün akşama...
Sıcacık bir yaz sabahının erken saatlerinde dokunaklı bir sala sesiyle uyandım. Haziran ayının son günüydü. Müezzin aşinası olduğum, her dinleyişimle ruhumun en ücra köşelerine...
Son günlerde kafam bir hayli dağınık. Çoğu zaman günleri karıştırdığım bile oluyor. Bayılarak yediğim yemekleri eskisi kadar aramıyorum artık. Depresif portreler çiziyorum ruh dünyamın...