0

        

            Yeniden o günlere dönsen hani. Olmaz ya işte, mesela diyelim. İstemez miydin? Kim istemez değil mi? Şu kervan ne garip, o zamanlarda hep büyümeyi isterdik. Büyüdük evet, ne yazık ki kocaman insanlarız artık.  Koca dünya elimizin altında.

            Ne kadar da aptalmışız çocukken, şu yaşlı adamların, genç hallerine bakıp bakıp hayaller kurduğumuz için. Size göre bu düşler masum ya da çocukça şeyler olabilir. Elbette size katılmıyorum. Zaman geçip de hayatın geçim derdi ve kandırmaca olduğunu fark etmek, aptallık değil de ne?

            Elinizin altında işte! Hayat. Ondan ne istediyseniz fazlasıyla verdi hepinize. Kahvehane köşelerinde cigara tüttürüp, bayat çaya talim edenler de var tabii. Ama bu bir özlem değil. Tercih meselesi, söğüt gölgesi sevmek gibi… Kızmayayım mı? Yok, sinirli değilim de. Sanki alışveriş yapmış, çocukluğumuzda yaşadığımız bütün güzellikleri verip, karşılığında şu hep koşuşturmayla geçen zaman israflı hayatı almış gibiyiz.

            Kaçımız dolu dolu yaşıyor ki? Bu şehirden uzakta, güzel memleketlerin olduğundan kaç kişinin haberi var? Bir düşün! Güneşe göz kırptığın sabahları saysan hani… Ne bileyim, ya da bir akşam olsun izledin mi yorgun güneşin mesai bitimini?

             Burası mesela kar yağdığında bile güzeldir. Ağaçların beyaza direnişi göz kamaştırır ya, bunun fotoğrafını çeken bile yoktur. Ama delinin birinin, kardan kadın yaptığını görürsen şaşırma, hatta sevin bütün günün iyi geçeceği için.

            Akdeniz ise yaz ayarından gidilecek en güzel yerdir. Çarşaf gibi denizin, o naif dalgaları, gece okşarken sahili, sırt üstü yatıp öyle gökyüzüne bakmak ne iyi gelir. Al işte bak, nerden nereye geldik!

Ahmet ağabeyim aradı bugün. Annem hastaymış. Çocuk iken bizi ısırganla, ıhlamurla, sütle, kuzineli sobada ısıttığı kilden tuğla ile iyileştiren insan. “Doktora götürdüm.” dedi.

Sekiz çocuk büyüten bu güzel insanın bize yaptığı onca iyilik karşılığında sadece doktora götürdük.

            Ah annem, canım annem, cennet bahçesi kokan annem. Eski evimizin yerini tutmuyor. Şehirdeki kombili evler. En lüks restoran yemekleri halt etmiş senin yanında.  

            Yusuf Yılmaz  

Leave a Comment

İlgili İçerikler