0

Yüz çeviriyorum
esrik aynalardan
Zühre yıldızını soluma alıp
ivecen dalıyorum
derin denizlere
albatroslar pusulam
genzimde asırlanmış
iyot kokusu
evvelden ahire
düş ağı ördürüyor
zıpkınına takıldığım zaman
telaffuzu telafisiz
kelimeler savuruyorum
süt kesiği dalgalara
çizgisi kırılıyor ufkun
medcezirler büyüteçsiz
büyüyor gözlerimde
vakt-i akşama yol aldıkça
kuşluk güneşi
kızıla evriliyor evren,
yüzüme sürüyorum
bir parça alazlanmış göğü
asası oluyorum
bir çobanın
neşter çalıyorum
çıbanına aymazlığımın,
haybeden hayıflanmışım
ay heybeme doluyor

Mehmet Şirin Aydemir

Leave a Comment

İlgili İçerikler