OLMAYIŞLAR Nice tebessümler erittin ateşte Teraziler tartmaz oldu yalnızlığı Çıkarcı makamlar Ve sahteliğin anaforunda Savrulup durdu zaman. Filiz filiz umutlar ektin düşüncelere Gerçekliğin...
Nedir kuşların bu telaşı
vakit sanki kıyamet
kim örseledi bu sabah güneşi
neden böyle boynu bükük
günebakan çiçeklerinin
temmuza ne kaldı ki şurada
dingin dalgaları kucaklayacak yalnızlığımızı ferah bir denizin,
fecir vaktinde
bizi tökezleten şu kasisli yol
şu savurgan rüzgar, şu kırılgan an
çakılacak bir çırpıda gözümüzde büyüttüğümüz bütün yeisler
biz en çok toprağa aitiz
toprak da bize
elleri değil mi saçımızı ören bu şefkatli el
şu demir dirgen şu paslı pulluk
çıkınımdaki şu gevrek yolluk
tıpkı ben gibi
tıpkı sen gibi
tıpkı biz gibi
aitiz hepimiz zat-i âlilerine
öyleyse boş yere üzülmek niye
kapılıp buhranlı günlerin
sudan sebep seline
Mehmet Şirin Aydemir