ÖLÜM VE DOĞUM GÜNÜ Bir çukur açıyorum yıllardır. Kazıyorum derine, magmaya yakın en dibe. Çabalıyorum, yoruluyorum, ağlıyorum. Gözlerim şiş, acı dolu uyanıyorum. Öyle bir...
Gelinlik giydirdiler sessizliğe
Kıvılcımların damla…
Sızıntıların ateş olduğu yerde.
Tam ortasından
Bir büyük acının
Kaybolmak geçti
Bir hayal göründü
Derin. Sarsıntıları hissedilir
Vardı ama yokluğu gerçekleşip duruyor,
ötesi ah ötesi!
Kımıltısız
Gün gün ağıt olup çıkıyordu
Işıksız. Gölgelerle sürdü avuntu
Küçük bir iç uzayın meyvesiydi neşe
Bin bir hüzün geldi savurdu
Saklanırdı… Korkardı. Sinmiş bir çocuk gibi
Durulsun isterdi tek
İleriki yaşantılarının öfkesi
Taştı taştı taa ufka dek
Görünmeden hiç kimseye
Fakat aniden
Döküldü bıçak sırtında tuttuğu kadeh
Ve uzayan geceyi söndürdü
Bütün aydınlığıyla sabah…
Halis Tamkoç