SAATİ Saati soruyorsanız Saat: 8:45’dir Zaman da aslında büyük bir boşluk gibidir Biz bir vakitler mavi gökyüzüne şöyle bir bakıyor, bu bir rüya mı...
ISLIK
Tepelerin sancılı ıslıkları
Çaldı gecenin karanlığını
Ağladı karanlık
Uğultusu zılgıt şiddeti derin
Esti gürledi ıslık
Getirdi uzakların çığlığını getirdi ıssız
Toynakların nal sesleri
Vuruyordu cansız siyahlığı yer yükselirken göğe
Dört bir yanı tutsak etti ıslık sesleri
Gelmekte olan hazanın
Şiddeti yüksek rüzgârı sağır etti kulakları
Sancısı büyüktü son vedanın
Ve büyüktü sancısı sonbaharın
Dinmedi uğultusu çığlıkların
Cam kırığı yıldızlar söndü
Biçarelik yansıyan evlerin ışıksız pencereleri vuruldu
Bozuk kilitli eski kapıları çalındı
Esen yelin korkulu bağırtısı inletti karanlığı
Zifiri karanlık ürktü
Yeleleri uzun bacakları güçlü bir atın huzursuzluğu sardı geceyi
Tepelerin ince uzun acılı ıslıkları
Gecenin karartısını kuşanıp
Vurdu mührünü
Çoğaltıp yalnızlıkları
İmzaladı çıkışsız hayatları
Ezip geçti rüzgârıyla
Geleceğin oğullarını ve kızlarını
Kıskanıp atların şahlanmasını yok etti var sanılanı…
Sevgi Erol Öçal