0

 

Geçit gerçekten de oldukça büyüktü. Kocaman kapısından iki araç rahatlıkla yan yana geçebilirdi. Sefere çıkacak olan grup tekrar herkese veda etmeye başladı. Hatta Haileen gelip Jasen’e sarılmaya bile kalktı ama Jasen onu kibarca kollarından tutarak buna engel oldu. Bana ölümcül bakışlar atıp geri döndüğü esnada, Jasen bana sıkıca sarıldı.

“Dikkat et kendine,” dedim, dilim zımpara gibiydi, ağlamak üzereydim.

“Yine kendini dilimletmeye falan kalkma!”

Kısa süren kahkahasının ardından alnıma bir öpücük kondurdu.

“Sen beni merak etme. Sonunda sana dönüş olacağını bildiğimden tırnağımın bile kırılmasına izin vermem ben. Asıl sen dikkatli ol. Umarım bir hafta içerisinde geri döneriz. O zamana kadar benim evimde kalın. Malikâneden kimsenin sizi rahatsız etmesini istemiyorum. Kaia ve Gaton geri dönünce, sizin nerede olduğunuzu öğrenir öğrenmez yanınıza geleceklerdir. Kendinizi yalnız hissetmezsiniz,” bakışları Kaen’e döndü.

“Ben dönmeden gitmeyi aklından bile geçirme Kaen. Eğer öyle bir şey yaparsan, yemin ediyorum bir şekilde sizi bulurum ve bunun acısını çok fena çıkarırım.”

“Beni tehdit etmen bitti mi? Bunu her sabah ve her akşam söylemek zorunda mısın? Senin açından bakılınca geri zekâlı gibi mi görünüyorum? Anladık herhâlde! Bir yere gittiğimiz yok. Ama uzun süre bekleyemeyeceğimizi de unutma. Umarım beni anlayabiliyorsundur.”

 

Özlem Dokuyucu

Leave a Comment

İlgili İçerikler