Gülün bahçesinde ahlat ağacı dökülmüş çiçeği çorak yamacı ne gözden düşersin ne de baş tacı ömrünü bitiren zaman seçer mi Gülün bahçesinde bir derin...
Gülün bahçesinde ahlat ağacı dökülmüş çiçeği çorak yamacı ne gözden düşersin ne de baş tacı ömrünü bitiren zaman seçer mi Gülün bahçesinde bir derin...
Birazdan hastalar başlar. Hemşire gelir, “Doktor bey hastalarınız geldi; içeriye alabilir miyim? Hazır mısınız?” der. Benim kendime hayrım yok ki hastaya olsun. Ütüsüz bir...
Hafifçe esen rüzgâr güneş yanığı yüzümü serinletiyordu. İçimde savaş yanığına benzer hasret yaraları vardı. Bu kadar çok düşünceli ve dalgın olmam bundandı. Derin hasret...
Sokaktaydım şimdi. İçimde tanımlayamadığım bir ürperti. Ne kalbim atıyor ne de bastığım zemini hissedebiliyordum. Kaldırım mı tuhaftı yoksa ben mi basamıyordum yere kuvvetlice. Yerde...
Senin güllerin her yerde açar Dağda, bayırda, kırda bozkırda Bozkır biraz şüpheli ama Günlerden bir gün açar mı açar Bozkır dediğin sakar Senin...
Onun yüzünü, ilk kez, yakından, bize çiçek verirken görmüştük. Söylenenlerin aksine güleç ve sevecen bir yüzü vardı. Gizemli bir yaşamı vardı ve yalnızdı. Ya...
Çocuklar her akşam mektepten çıkarken gidip Devin bahçesinde oynarlardı. Yumuşak, yemyeşil çayırlı, geniş, güzel bir bahçeydi. Ötede beride iri güzel çiçekler çayırın üzerinde yıldızlar...