TUZ AĞACI kırık vazonun ışığı vuruyor, tenine mevsim kışa hazırlanıyor yaprakları dökük ağaçların geceleri uyumak için susuyorum hep bakışlarımı kesiyor kuş sesleri ve...
İstanbul yorgunluğunu gideren akşamlarında,
Sessiz… Keyifsiz.
Surları uykuda… İnsanları ve deniz.
Hafif dalgalı;
Dalgalarda yüklü bir gemi,
Pruvası yıldız
Ve İstinye’de kız.
Bir düdük karanlığı yırttı
Suda bir balık,
Dalgalarda
Bir ışık oynaştı.
Ayrılık devşirirken
Armadanın köpüklü suları,
Bir Vefa bozacısının kadim sesiyle
Düğümlendi boğazın iki yakası.
Semavi ve dinsel bir insicam içerisinde
Gerilerde kalırken sükûta etmiş kent,
Balkların altında
Ve ufkun ötesinde müteharrik,
Gemide adam
Gemi dalgalarda
Sarhoş
Şimdi çok uzaklarda…
İsmail Türkdoğan
