OLMAYIŞLAR Nice tebessümler erittin ateşte Teraziler tartmaz oldu yalnızlığı Çıkarcı makamlar Ve sahteliğin anaforunda Savrulup durdu zaman. Filiz filiz umutlar ektin düşüncelere Gerçekliğin...
Bir masal dinlemek istiyorum şimdi
O masum çocukluk erişilmez düşlerimi
Ey Mitra hadi göster iyiliğini
Ve dostluk ateşini
Ateş üşütürmüş
Kar yakarmış
Büyüyünce anladım
Biz çocukken ateşte ısınır
Karda oynar
Ve üşürdü düşlerimiz
Liman yine o eski Liman
Mendirekler aynı
İskele biraz yaşlı
Eski yolcular yok
Gemiler aynı
Martıların mavisi yok
Âlim bilir halimi
İlim irfan sahibi
Tehlikeyi en hızlı bilen kargalar mı?
Keskin keskin kargalar neden bağrışıyorlar
Yılkı atlarının aşk dansı
Dağların karlı soğuk havası
Kollarımda yedi kırmızı kurdele
Boğa kestim sunağının önünde
Bilmem ki
Arınır mıyım günahlarımdan yine de
Gülün ışıkları solup akşam olsa
Gül kokulu kara şapkasıyla o kadın bulunsa
Gitarın sesi gelse
İtalyanca bir aşk şarkısı başlasa
Ay ışığında dans edilse
Afrika Esvatini ülkesi Madagaskar’a bakar
Arı kovanı evleri
Kral ağırlar
Acıyı anlayabilir insan
Ama aynı acıyı hissedebilir mi?
Ölümü isteyen bir insanın acısını
Pileki taşı çanağı ekmek aşı
Kopar mı acısız
Candan yongası
Ey Mitra hadi göster iyiliğini
Ve dostluk ateşini
Bir masal dinlemek istiyorum şimdi
Bulmak istiyorum şimdi
Masum çocuk düşlerimi…
Adil Başoğul