0

bir avuç eski kaldık tarihin sahnesinde
gidenler gitti artık nerede nasibimiz
hırçın hoyrat değiliz rotamız masumiyet
niyetimiz hoş seda servetimiz tebessüm

bir ağaç gölgesinde samimi muhabbette
bir yaren meclisinde gönlümüz demlenirken
sıcak çay eşliğinde sen ben kavgası olmaz
vatanım Anadolu yemyeşil sonsuz cennet

zaman denilen girdap dönüyor tepemizde
gizli bir el eliyor sıralanmış elekler
ah sesleri geliyor manzara pişmanlık
perdenin kapanışı vakt-i muayyen saklı

gözüm maziyi arar bugüne gelemiyor
çocukluğum bir rüya gençliğim bayram günü
şimdi görüş puslandı dilimde sus kilidi
kelimeler misafir kalan nefes imtihan

yürüyorum menzile güzergâh hep dikenli
etrafta gül kokusu hissetmek kabiliyet
içimde serin hoşluk yüreğimde ümidim
derinde çağlayan ses gönül memleketimde

hasret rüzgârı çok sert eğiyor dallarımı
geçmişten geleceğe hüzzam faslı çalıyor
uyanmak istesem de hiç kendimde değilim
bir çağrı okunuyor mekanım toprak altı

Faik Kumru

Leave a Comment

İlgili İçerikler