DÜNYA KÜL İÇİNDE yüzünü gizleyen ay gibi gri bulutların arkasındayım yıldızların kırık çemberiyle bedbahtlığım örülüyor gökyüzüne hayat sabrın damlasını yudumlayarak hibe verilmiş özgürlüğüm yeryüzü...
Ah benim şiirim, Ah benim vezinsiz yazım, Ah benim kaderim, Ah benim sonsuz hikâyem, Ah benim sevda bulutum, Yarınım, umudum, Göz bebeğimden yüreğime akanım....
Dağlar ağlıyor, gecenin koyusu ıslak Yükseklerinden akıyor beyaz gözyaşları Tutsak çeperleri kıraç, yeşilsiz Dağların arkası karanlık Dağ taş, çorak, kuru, çatlamış Ağlıyor dağlar, ağlamaklı...
Tavanı oldukça yüksek tutulmuş çatı katının Haliç’i gören tarafı boydan boya camla kaplanmıştı. Su yüzeyinde kıpırdaşan gün ışıklarını hapseden sema tüm haşmetiyle pencereye vuruyor,...
İçine işleyen kar ve ayaz Yıkıntılar içinde bir küçük kelebek okşar seheri Hiçliğin yokladığı gözlerin hüznü Kıramaz buz tutmuş beklentileri Büyüyeceksin küçüğüm Bu kıran...
acımız tazedir ya ehibba! cin katmeri biberiye cümle yanığa kan satan pazarımız eski pazar muhâl midir ki içerimiz haşr-i beydâ…ba ses vermez mi oldun...
Zeliha söylene söylene yatağından kalktı, perdeden sızan aydınlığa bakılırsa gün ışımıştı. Uzun boyu, kuru vücuduyla bir anda dikeldi ama beline saplanan ağrıyla tekrar yatağın...
bir avuç eski kaldık tarihin sahnesinde gidenler gitti artık nerede nasibimiz hırçın hoyrat değiliz rotamız masumiyet niyetimiz hoş seda servetimiz tebessüm bir ağaç gölgesinde...
İlk ve aşk unutulmaz Biri yaşanır Sonsuza dek Diğeri yaşlanır Sonsuza dek Osman Akyol
“Ölen hayvan imiş âşıklar ölmez” Meşhur bir teşbihtir. Âşıklar pervaneye, sevdikleri ışığa benzetilir. Bu yüzden ben ne anlatırsam bu yazıda, hangi hâlden söz edersem...