1968 yılının haziran ortalarıydı. Sabahın saat yedisinde görevini devralan Cavit Bey, ilk iş olarak çardaklı kulübenin arkasındaki kömürlüğe koyduğu teneke süzgüyü alıp suyla doldurdu....
1968 yılının haziran ortalarıydı. Sabahın saat yedisinde görevini devralan Cavit Bey, ilk iş olarak çardaklı kulübenin arkasındaki kömürlüğe koyduğu teneke süzgüyü alıp suyla doldurdu....
Galeyana gelen kalabalık sel uğultusunu andıran bir sesle akmaya başlamıştı. Şaşkın ve heyecanlıydın. Kalbin, dizlerin pelte gibi titriyordu. Kafesin içinde rüzgâr yemiş ekin gibi...
İç sesimi bastırmaya çalışsam da bazen gücüm kalmıyor, susuyorum. Ve dinliyorum sadece. “Derdin ne?” diyorum. “Derdim, sensin.” diyor. “Nasıl?” diyorum. “Neleri bastırdıysan gönlüne, ruhuna;...
Otobüs hızla yol alıyor. An onu kovalıyor sanki… Ya da an’a mı yetişiyor? Neyse ne… Sinirliyim… Bildiğim bu! Nasıl evden çıktım hatırlamıyorum. Sadece telefonuma...
Bir hikâyeyi bitirebilmek için oturmuştum masaya. Oda buz gibiydi. Ayağıma terliklerimi giymek için tekrar kalktım. Tekini bulmak biraz zamanımı aldı ama olsun, ayaklarım üşümüyordu...
Asfalt yolun solundaki açıklıktan, kum zemine kırdı direksiyonu. Hızını düşürüp park için dikilmiş ‘’T’’ şeklindeki çubuklara yanaştı. Kalın tekerlerinden havalanan toz, tırın gövdesini sarmıştı....
Yalnızlığa Terk Edilen Hikâye Zaman akıp giderken, arkanda bıraktığın keşkelerle bugünün pişmanlığına sığınıyorsun. Bir şeyler yapmak istiyor, belki kendine faydalı olabilecek bir şeyler ama...
“Her şey hatırlamakla başlıyordu ve hatırlamamak mümkün değildi.” Önce perdeyi araladı; kar kokusu ciğerlerine doldu. Sobaya baktı bir süre; yanmayan ama yanıyormuş gibi hissettiren…...
Her sabah ki gibi istemeye istemeye gelmiştim, kendimi hapishanede gibi hissetmeme neden olan bu beton yığınına. Ayaklarım geri geri giderken hastanenin bankosunda koşar adım...