Kapıları kapat Bu denizin süvarisi çırpınıp şahlanıyor akıncı bir lodos çarpması haykıran azgın karayel ayak izleriyle atının tüm sesleri kapatıyor Mülteci kalıyor bedenim şehrin...
Kapıları kapat Bu denizin süvarisi çırpınıp şahlanıyor akıncı bir lodos çarpması haykıran azgın karayel ayak izleriyle atının tüm sesleri kapatıyor Mülteci kalıyor bedenim şehrin...
Tuna, yüzyıldır hakir; Yüzyıldır hor; Yüzyıldır bin parça… Başı Karadeniz’in dizinde Gözyaşları sel… Nil, kıvrıla kıvrıla akan taşkın dost… Yüzyıldır ne başında uyku ne...
Neden böyle ölüler şehri içim Neden baykuşlar yurdu Yarasalar sığınağı? Bana aşkı vadeden dudak Ölümleri sevmekle ne kadar mutlu… Ne kadar şımarık ve pervasız...
Hangi yalana tercüman dillerin, Türkçesiz bir ezgin ve sesin Sıkma kendini Kendini bilmez bir an için, Öyle ya da böyle Yaşanmaya muhtaç zaman. Sana...
Elini uzattı “Dur, gitme!” dedi. “Umut!” dedim. “Yolumu bekleyen gözler var.” dedim “Cehalet, sefalet, makus kader …” dedim. Bir elimde bavulum, bir elimde menekşeler… Sevdiğim, sevdiklerim yolumu bekler. ...
İçimden bir düş geçerdi Geçmeden hayat nehrini Kanatlanmıştı rüzgâr Kaybetmeden atımı Tık. tı kı tık tık … tı kı tık Çok geçi çok,...
Ruhum beynelmilel kederler içinde Bütün sokaklar ezberimdeydi unuttum Bir gaflet şarkısı çoğalıyor gözlerimde Adını çocukken duymuştum Sıralanır mayası tutmuş tüm kaderler Derviş dilinde...
Gözleriniz yanınca yiyeceğiz aşımızı Sağ dururken bizler Ayaklarımızı kollayacağız Diken üstünde Usturlap in altında Hissedeceğiz ömrümüzü Kementle gezeceğiz Firari kentlerimizin İçinde Depreşince hayallerimiz...
Gözlerinde seni Okudum ya Sustu sözlerim… Suskunluğum esaretim Esaretim ise sen… Kirpiklerinin arasında Gezinen bir damla Gözyaşına bile Köleyim ben… Sevme sen Yakar yorar...
Taksim’de çarşaflı sokak Sokağın başında etekli bir kız Kızın başı belada Taksim’de çarşaflı sokak Sonbaharda rüzgâr Sokak dik yamaç Etekler fora Günah kumaştan...