TERSİ Gülümsemeler nereye gidiyor? Şiirler kendilerini nerede saklar? Bir parçam hâlâ anıları örüyor Pencereler, olmayan insanların yansımasıdır Biliyorum, bu akşam kimse bana gelmeyecek Beni...
TERSİ Gülümsemeler nereye gidiyor? Şiirler kendilerini nerede saklar? Bir parçam hâlâ anıları örüyor Pencereler, olmayan insanların yansımasıdır Biliyorum, bu akşam kimse bana gelmeyecek Beni...
Kadim şehir İstanbul’daydı, oysa o günün sabahında, akşamın geç saatlerine kadar birçok etkinlikte bulunmuş, farklı görüşmeler yapmıştı, eve geldiğinde tabir yerinde ise endazesi şaşmış...
Kendi çığlığıyla, kalbi duracak gibi heyecanla yatağından fırladı. O sıra, yanında uyumakta olan neredeyse çeyrek asırlık kocası da uyanmıştı. Uyanmaması için bir mucize gerekliydi...
“Bir bilet,” diyor, “lütfen,” tombulcana bir kız, “önlerden olsun. Varsa cam kenarı.” Parayı uzatırken al yanakları azıcık daha kızarıyor nedense. Belki de bakışlarımdan....
Gökteki çeyrek ay köşesine erkenden çekildi. Kentin göklerine hüzün dolu koyu gölgeler abandı. Havada bir sessizlik, tekinsiz bir durgunluk hâkim şimdi. Doruklar kadar...
İnsan hiçlik makamını tanırsa eğer oraya ulaşmak için dünyadan vazgeçer. Bu dünyevi arzuların bitmeden tükenmeden, gün geçtikçe büyümesini istemediğiniz bir bitki gibi...