0

 

Çamların uğultusuyla kesilen, püren kokularındaki yorgun kanatlardan atladı geceye.

Gece çakır yıldız, baş döndürücü ateş böcekleri kayalıklarda bir derin yanılsama. Çığlık çığlığa çakal kımıltıları, kanyona inen incecik kıvrımlı patikada.

Ateş böceklerinin kümelendiği uçuruma sürdü atını Altındiş Sabri, mavzerinin namlusu sımsıcak, kalbi atının adımlarından daha önde, yel gibi…

Bulacaktı. Alnına sürülen bu lekeyi ancak böyle temizleyecekti. Hızla sürdü atını çalılıklardan dağa yaslanan boşluğa. Boşluk aldı götürdü onu bilmediği seslerin, susuşların düzlüğüne, bıraktı. Boşluktan karanlığa gömülen ovaya atının gözlerinden son kez baktı. Ovada beli belirsiz evlerin yanıp sönen kandillerine kulağını yaslayıp dinledi. Her çıtırtıya kulak kesildi. Evren sustu gökyüzünün altında, geyikler indi kıyılarına.

Sabri, üç beş çoban evinin sessizliğe gömüldüğü tepenin yamacına geldi. Köpekler, kuyruklarını kıstırıp birkaç hırlamanın ardından geri çekildiler.

Silahını doğrulttu.

-Bunu yapmayacaktın!

Atı aynı yollardan tek başına geri döndü.

Mustafa Güçlü

Leave a Comment

İlgili İçerikler