Akıp giden bir nehri seyrediyormuş gibi huzur doluydu içi. Sağrısına yel değmiş tay kadar hafif bedenini bulutlara yaslamış, mavi gök altında yüzer gibi...
Akıp giden bir nehri seyrediyormuş gibi huzur doluydu içi. Sağrısına yel değmiş tay kadar hafif bedenini bulutlara yaslamış, mavi gök altında yüzer gibi...
Mezarlığın karşısında, kiremit kırmızısına boyanmış, evde oturuyorlardı. Kapı ve pencereler, türbe yeşiline boyanmıştı. Emin dayı, babaannemin erkek kardeşiydi. Eşekler Çarşısı’ndaki köhne, çukur dükkânda...
Kör birisi hayal edebilir mi? Daha önce hiç görmediğini insan nasıl düşleyebilir ki, Düşünsene hiç konuşmamış birisi susmanın anlamını bilirken, Duymayanlar konuşanların kelime...
“ Maden kazası. Özel bir şirkete ait çok büyük bir maden ocağında trafo patlaması nedeniyle kaza olmuştur. İlk belirlemelere göre… Karanlık ve duman...
Bakkal Ali, ne anneni ne de babanı severdi; elinde sopa, ta sokak sonuna kadar kovaladığına tanığımdır, bunu biliyor musun? O sabah, yeni doğan...
Devrim ve aşk ah! İşte o suçlu kelimeler Bu dünyanın günahı, cennettin mükâfatı Aşk mı devrim mi? Sormak lazım deniz’lere Mahir’lere Dizilirken...
Cemrelerin sıcaklığıyla uykudan uyanan tabiat ana, rahmetin bereketiyle rengârenk giysilerini giymiş görücüye çıkmıştı. Renklerinin sarmaş dolaş olduğu, bayram coşkusunun yaşandığı kırlar, ovalar...