0

Belirsiz bir zamirle konuştum hep
Kime ait olduğunu bilmediğim mağaralarda
Büyüdüm duvarlarına baka baka
Siyah kumun ayazında, çırılçıplak

Kimdim, nereden gelmiştim ve neden
Pusuya yatmış kalp ağrısı vardı göğsümde
Hiç kimse anlatmadı gecenin rahmini kim bozdu
Yankılanırken dinozorların öldüğü son günü

Bir sabah mağaradan çıktım, etraf çok sessiz
Derenin kıyısında yıkanan
Dağınık saçlı bir yalan bekliyordu beni, isyankâr
Ve suç ortağımın dudağından düşen ben
Kör oldum

Yavaşladı zaman, hiçlikten birkaç saat çaldım
İbrahim’i ateşe, Yusuf’u kuyuya ben attım
Ne yargı ne hapis, sadece kül serpildi üstüme
Kendi parmaklarıyla yazdı Tanrı on emri
“Öldürmeyeceksin” dedi, yağmur çok yağdı
Soylu atlar çok ıslandı
Şarabını paylaştığım sözcükler yok oldu
Ve kanlarında boğuldu insan

Sonra çocuklar doğdu yeniden

Hasan Çelikkol

Leave a Comment

İlgili İçerikler