0

PORTAKAL KOKULU VEDALAR

 

Bütün telefonlardan korkuyorum anne

Ve bir ceylan ürkekliğindeyim

Ambulans sirenlerinin nazarında

Bir tek beni mi buldular anne?

Bu hicran ve bu hüzün pazarında…

 

Akşam beraber soyduğumuz portakalın

Kokusu vardı dudaklarında

Çukurova’nın güneşi gibi gözlerine ne oldu anne?

Bir bardak su iste benden

Bütün Akdeniz’i doldurayım avuçlarına

Benim yüreğime pranga vurulur

Düğüm atılırken senin ayakuçlarına

 

Bütün duvarlar öksüz şimdi

Baktığın pencereden hicran sızıyor

Şimdi bütün şiirler seni söylüyor

Ve bütün şairler seni yazıyor

 

Penceremin pervazında dizili saksıların gizli öznesi annem

Mutfak penceresinin altını bekleyen bir kedinin karın tokluğu

Neden reva gördün bu yalnızlığı bana

Bu amansız yokluğu

 

Çivit mavisi gecelere şavkını düşüren ayı yitirdim anne

Sabahın seherinde üzerimi örten o sihirli el zayi

Kimden sorulacak bütün çiçekler?

Hacer misali avuçlarını zemzem membağına kim çevirecek?

Yüreğimdeki söküğü hangi terzi diksin anne?

Hangi kan dolaşsın damarlarımda?

Söylesene ben hangi nefesi çekeyim ciğerlerime?

 

Boğazımdan geçen bir tas çorba kadar sıcaktın annem

Su kadar azizdin, aktın da aktın

Güneş tenimi yakarken

Alt ettin güneşi de yüreğimi yaktın.

 

Efsun yüklüydü dudakların anne.

Gidenin ardından döktüğün bir tas su getirirdi seveni sevdiğine

Kıraç topraklara cemre düşürürdü tebessümün

Ve sen ağlarsan bir gecede bütün saçları ağarırdı Anadolu’nun

Senin nefesinle onardı bütün yaralar

Parmaklarının ucunda kar beyazına dönüşürdü

Bütün katrani karalar

 

Naftalin kokulu bir evin sararmış perdelerine

Ve duvarlarındaki örümcek ağlarına düşüyorum

Anne üşüdüğüm kadar yanıyor

Yandığım kadar üşüyorum

Neden senin ayak izlerin var bu şehrin bütün sokaklarında

Güneş yanığı yüzünü güneşten kıskandığım kadın

Hasret yanığı yüreğini kor ateş sandığım kadın

Bir şubat sabahında ansız gidişin

Yandığım yandığım yandığım kadın

 

En çok başımı yaslamayı özledim bağrına

En çok saçlarıma dokunmanı

Nefes almanı anne

İçli bir of çekmeni

Pencerenin pervazında sokağa bakışını

Gurbet akşamlarında boynunu yıkışını

Sabah olmadan sobayı yakışını

Ben sende tanıdım kadın, güneşin doğuşunu

Güneşin batışını

Şu bendeki yüreğin coşkuyla atışını

Dünyanın bütün renkleri karar kılmıştı

Saçlarının aklarında

Anne

Akşam beraber soyduğumuz portakalın

Kokusu vardı dudaklarında

 

Müsebbibi benim o derin çiziklerin

Ve tek suçlusu o çizgilerin yanaklarında

Anne

Bedenin soğumamıştı hâlâ

Akşam beraber soyduğumuz portakalın

Kokusu vardı dudaklarında

 

Şimdi bir tek düşlerime düşmen var

Çocuk yüreğimin tüm adaklarında

Anne

Akşam beraber soyduğumuz portakalın

Kokusu vardı dudaklarında

İbrahim Şaşma

Leave a Comment

İlgili İçerikler