ORHAN DEĞİRMENCİ Postacının elime tutuşturduğu zarfa daldım gittim. Kapı aralıktı, öyle kalakalmıştım. Bir süre sonra kendime gelip kapıyı kapattım, içeri geçtim. Zarfın içini az...
VARACAĞIN YER BÖYLE Mİ OLMALIYDI İNSANOĞLU?
Toprağın kokusu ve cömertliğini baş tacı ettin
Elinde çapa hep eşeledin umudu
Bin yıllık zeytin ağacı ödüllendirdi,
Güvercinle “barış” söylemin için
Ya kuşlar, kuzular…
Özgür oldular gökkuşağı misali
Okyanusları da unutma, verici oldular ana gibi
Ya sen, şimdi ne yapıyorsun?
Teknoloji maskeli bencilliğini yücelttin
Egon yetmedi, taht kurdun kibir dağlarına
Silah ve savaşla ancak gözyaşı çoğalttın
İhanet ettin açlar ve yoksullara
Öyle ki, Robin Hood’lar beklenir oldu
Dön de bak “dünya süzgecine”
Bir avuç zengin üstte, milyonlar dipte
Varacağın yer böyle mi olmalıydı ey insanoğlu?
Henüz fırsat kaçmamışken,
Gök kubbenin sabrı taşmamışken
Timsah dişlerini sök ve yıka kanlı ellerini
Çünkü kanunudur doğanın:
Huzur eken barış biçer
Fazıl Alasya