Ruhumu kanatan iğneli ve çengelli düşünceler kaynıyordu kafatasımın içinde. Bunlardan kurtulmak ve rahatlamak umuduyla yerimden kalkıp balkona çıktım. Beynimi derinden sarsan, içimde kasırgalar oluşturan...
Ruhumu kanatan iğneli ve çengelli düşünceler kaynıyordu kafatasımın içinde. Bunlardan kurtulmak ve rahatlamak umuduyla yerimden kalkıp balkona çıktım. Beynimi derinden sarsan, içimde kasırgalar oluşturan...
zübde-i hülâsa arızalıyız Abdullah! hissetmeden yaşama putuna, taş atmış; kaşını gözünü yarmışız vesselâm mahallenin delisi olmaya! mahalle dediysem kabristan dehlizi kuruyan dalları ağlatmışız öyle...
Kalbindeki nurun yüzüne yansıdığı canım arkadaşım Betül, beş ve üç yaşlarındaki evlatlarımı kucağıma alıp ak sütümle beslemeye başladığım o güzel anların en yakın şahidiydin...
“Ayntab ey! Aşkımın imkânsız şehri, dök üstüme acıyı ve şehveti, dindir yüreğimin fırtınasını.” *** Kazanzar Nazaretya Konağı’na giden yolun başında, Kayacık kapısının önünde beklerdim...
Kahire’nin sokakları, binlerce insanın daracık geçitlerde dolaşmasıyla canlanıyordu. Tarihin izlerini taşıyan gösterişli yapıların önünde uzanan uzun kuyruklar, şehri adeta bir tabloya dönüştürerek ona sanatsal...
yarım kalmış mutluluktu gözlerinde geçmişi aramak yarım kalmış hüzündü bulutlardan sağılan damlalar yığınak olmuşlardı gözyaşımıza kirpiklerimizde mayalanan özlemdi omuzlarımıza yaslanan gölgelerin bizden alıp götürdükleri...
Bozkırın ortasında bir çocuktum Biraz toprak, biraz gökyüzüydüm Biraz hasret, biraz umuttum Bazen uzakları gözleyen nemli bir çift gözdüm Güneş yakmazdı bizi bozkırda Ayrılık...
Hani siz şimdi diyeceksiniz ki Kelimeler dolaşacak dilinize Şaşıracaksınız ne konuşacağınızı Durup durup düşünürken bir daha Eskiden eskiden deyip susacaksınız Hakkını vermek lazım bu...
Sevmek hayalden bedene Aşk varlıktan yokluğa sığınırken Sabır avam da bulunmayan söz Ben ergen öfkemle ailemi çarmığa germiştim. Az önce tozunu tattığım metal zeminin...