gün devrildi kor gibi biten bir ömrün bağrında el ayak çekildi sinemizden güneş ve ay gibi yanıp söndü hayallerimiz kuşandıkça zamanı sessiz feryatlar düştü...
gün devrildi kor gibi biten bir ömrün bağrında el ayak çekildi sinemizden güneş ve ay gibi yanıp söndü hayallerimiz kuşandıkça zamanı sessiz feryatlar düştü...
Nafile olur ölüler diyarına tuzak kurmak Yeri yırtarcasına geliyor gölgeler Yalnızlığın ellerindeki cesaretim titriyor Sırlar yatağına akıyor terim ve başlıyor karanlığım Öpmek istemiyorum Kaderin...
Kalktı, kuzineye yaklaştı, kapağını açıp patatesleri çevirdi. Külünü çekti. “Biraz kömür atam da canımız ısınsın,” diye söylenerek dışarıya kömür almaya çıktı. Kapının önündeki biriken...
Karşımda dikiliyordu. Utancından yüzü pespembe olmuştu. Yüzündeki pembenin tonu içinde bulunduğumuz durumu net bir şekilde anlatmaya yeterdi. Biraz merak ve çokça heyecanla gözlerimi aşağıya...
Meftun olmuş gök perde Seyran eder iken arzı Nağme okur bülbüller Açar âlemi esrarı Bir yolcudur geçen Mukim olmaz, dünya hanı Bilir ki, sırrıdır...
Babası öğretmen olan Ayşe’nin mutlu bir günüydü. Arkadaşları ile beraber kütüphanede derslerine çalışmışlar, birazcık gezmişler ve sonrasında da herkes evine dönmüştü. Kızların birlikte yaptığı...
Ey sen, gökyüzündeki özgür kuş! Kanat çırpışlarının kıymetini bil Esaret yok senin mayanda Özgürsün, mutlusun ve tasasızsın Ey, sen gökyüzüne süzülen uçurtma, Püsküllerinin rüzgârın...
Gözlerinde çocuksu bir yalnızlık sezerdim Zeliş ablanın… Adı Zeliha olsa da ona Zeliş abla demek hoşuma giderdi. Uzun yaz günlerinde, çoğu akşamüzerlerini onun evinde...
Sen giderken gülüşün kaldı buralarda. Bir masa her zamankinden daha anlamlı neden olur? Dokundun, gözlerin değdi biraz oyalandın Sonra nefesin bahçeyi gezdi Uzaklardaki taylar...
Genç penguen Abel, sürüden ayrılalı bir hayli zaman olmuştu. Neredeyse hava kararmak üzereydi. Görünürde kimse yoktu. Uçsuz bucaksız buz çölünün ortasında yapayalnızdı. Ne pahasına...