Şimale, Niémen kıyılarına, on beş yaşlarında, badem çiçeği gibi pembe beyaz, küçük bir adalı kız gelmişti. Sinek kuşları diyarından kalkıp gelmişti. Onu aşkın rüzgârı...
Şimale, Niémen kıyılarına, on beş yaşlarında, badem çiçeği gibi pembe beyaz, küçük bir adalı kız gelmişti. Sinek kuşları diyarından kalkıp gelmişti. Onu aşkın rüzgârı...
Yerde dağılmış beyaz ve kömür rengindeki saç tellerine baktı. Evet, dağılmış saç telleriydi bunlar… İki renk arasında ki kontrast hoşuna gitmişti besbelli. Bu zıtlık,...
Kar yağıyordu. Kalbinin ritmine kapılıp kurtulmuş bir saat düzeninde koşmaya başladı. Yağan karların üzerinde bata çıka ilerliyor, düz yol koşusundan daha fazla efor harcayarak...
Küçük odamdan erken çıktım. Avluda, annemin ve babamın hep aynı yol üzerinde yürümelerinden oluşan daracık patikada yürüdüm ve ardımdan dış kapıyı kapattıktan sonra, kendimi...
Çocuklar gibi şendim. Hani kargaya taş atarsın da kocaman kanatlarını açar kuşcağız, gaklar boş bir arazinin ortasında ve küme küme bulutlara karışıp göklere yitip...
O gün yerin altından üzerine doğru yürüyordum. İnsanlar akın akın üzerime geliyordu. Herkesin acelesi vardı. Saatin tik takları yorgundu, yüzlerde umutsuz bir ölüm vardı....
Bacaklarımdan şöyle bir tamir geçip, oturduğum yerde görebileceğim bir işe koydular beni: Yeni köprüden geçenleri sayıyorum. Hani ustalıklarını rakamlara dayandırmak hoşlarına gidiyor. Bir manasız...
Buzdolabı… Adı üstünde olduğu gibi… Buzu çok olmasa da buzdan dolap ya da dolaplı buz… Her evin mutfak ya da kilerinde mutlaka yer alan...
Annesi her sabah erkenden kalkmayı alışkanlık haline getirmişti. Biricik kızı için kahvaltı sofrasını özenle kurmaktan haz duyardı. Kızcağız maalesef pazar günleri dışında doğru dürüst...